OkulÖncesi ve İlkokul Etkinlikleri-Ebru RENDE Ara Bu Blogda Ara 20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü * Boyama Sayfaları Ağustos 31, 2015 Bağlantıyı al Facebook Twitter Pinterest E-posta Diğer Uygulamalar Dünya Çocuk Hakları Günü Okul Öncesi Boyama Sayfaları Dünya Çocuk Hakları Günü ile ilgili boyama sayfaları bu sitede! SökeSağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu (MYO) tarafından düzenlenen Radyoloji Günü Etkinliği, 1 Kasım 2019 tarihinde Söke Amerikan Kültür Koleji Konferans Salonu’nda gerçekleşti Aydın Valiliği himayelerinde Üniversitemizin katkılarıyla, 1-3 Kasım 2019 tarihleri arasında düzenlenen Öküz Mehmet Paşa Sempozyumu sona erdi Dünyakadın hakları günü mesajları. Gaziantep en iyi liseler. Net a porter ne demek. Behzat ç ıslak hamburger. R son dakika. 20 tane atasözü anlamı ve cümle. Bab-ı esrar kitap yurdu. Hotels com nasıl üye olunur. Yine aylardan kasım şarkı sözü. S sport yorumcu. A dan z ye erkek isimleri youtube. Vivi marlen. Astra f SIRABİRLİĞİ ARDAHAN'A GETİRMEKTE.. Geçtiğimiz gün yapılan ve Ardahan esnafının büyük onayı ile İskender Alihanoğlu ve ekibinin başına getirildiği Ardahan Esnaf ve Sanatkârlar seçimi ardında şimdide 3 odanın üst tabakası olan Ardahan Esnaf ve HaberGiriş : 20.11.2013 13:14; Etkinlik : 20.11.2013; 20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü. 20 Kasım 1989 tarihinde, Birleşmiş Milletler Genel Kurulunda Çocuk Hakları sözleşmesi oybirliği ile kabul edilmekle,20 Kasım tüm dünya çocuklarının insan hakları yasası olan sözleşmenin B.M Genel Kurulunda kabul tarihi olan 20 wiv4BzD. 20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü’nde Türkiye’den gerçekler Çocuk işçilik yüzde 20 arttı. 1 milyon çocuk, tarikatların baskısı altında eğitim görüyor. Çocuk istismarında dünyada 3. sıradayız. Son on yılda 482 bin 908 kız çocuğu, çocuk yaşta evlendirildi. Çocuk istismarı davaları ise yüzde 700 oranında arttı. 16 yılda 18 yaş altı 440 bin çocuk doğum yaptı! CHP Parti Meclisi Üyesi ve Ankara Milletvekili Tekin Bingöl, 20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü sebebiyle AK Parti iktidarı döneminde çocukların yaşadığı hak kayıplarına dair bir rapor hazırladı. Eğitim sisteminde yaşanan çarpıklık ve gericileşme, çocuk işçilik, artan çocuk istismarlarına yer verilen raporda çarpıcı veriler paylaşıldı. Raporda şu çarpıcı verilere yer verildi AK Parti ile çocuk işçiliği yüzde 20 arttı 2017 yıl sonu itibariyle Türkiye nüfusu 80 milyon 810 bin 525 iken, bunun 22 milyon 883 bin 288’ini çocuklardan oluşuyor. 2017 yılında en yüksek çocuk nüfus oranına sahip olan il, yüzde 46,7 ile Şanlıurfa. Raporda, 2018 yılının iktidar tarafından “Çocuk İşçiliği İle Mücadele Yılı” olarak ilan edilmesine rağmen çocuk işçiliğini önlemek bir yana daha da yaygınlaştıran yasal düzenlemeler yapılmaya devam edildiği belirtiliyor. AK Parti iktidarı döneminde çocuk işçiliği yüzde 20 arttı. Şu an Türkiye’de 2 milyona yakın çocuk işçi var. Çalışan her 10 çocuktan 8’i ise kayıt dışı olarak çalışıyor. Son 7 yılda 340’dan fazla çocuk çalışırken hayatını kaybetti. Çalışan çocukların %49,8’i bir okula devam ederken, %50,2’si okula devam edemiyor. 1 milyon çocuk, tarikatların baskısı altında eğitim görüyor Raporda okullaşma oranlarındaki düşüş, eğitimde yaşanan gericileşme, özelleştirme ve cinsiyete dayalı politikalar eleştiriliyor. Okul öncesi eğitime katılım oranı OECDde yüzde 78; Türkiye’de ise sadece yüzde 9. Rapora göre, ilkokul çağındaki çocukların net okullaşma oranı yüzde 91,18’lerde. 482 bin 188 çocuk ise eğitim dışı halde. Ortaokul çağında öğrenim görenlerin net okullaşma oranı ise yüzde 95,68. Öğrenim göremeyen ortaokul çağındaki çocukların sayısı 250 bin 784. Lise çağındaki çocukların net okullaşma oranı ise 2017 yılında tüm yılların en düşük seviyesinde. 240 bin 902 çocuk lise çağındaki zorunlu eğitime katılamıyor. AK Parti iktidarı ile özel okul sayısı 10 kat, özel okula giden öğrenci sayısı ise tam 12 kat arttı. Türkiye’de bir milyon çocuk ise tarikat elinde eğitim görüyor. Giderek artan bu özel eğitim kurumlarının 3’te 1’i bir tarikata bağlı. Üniversite yurtları hariç tarikat yurtlarında kalan öğrenci sayısı ise 224 bin. İmam hatip lisesi sayısı 2002’de 450 iken, 2017’de çıkarılmış. Çocuk istismarında dünyada üçüncü sıradayız Hazırlanan raporda çocuklara istismar vakalarının her geçen gün arttığı vurgulanıyor. Türkiye’de kadınların yüzde 26’sı 18 yaşından önce evleniyor, yüzde 10’u ilk çocuğunu 18 yaşından önce kucağına alıyor. Son 10 yılda 482 bin 908 kız çocuğu evlendirildi. Türkiye, çocuklara karşı cinsel istismar, taciz ve tecavüz olaylarında dünyada üçüncü sırada yer alıyor. Yılda ortalama 8 bin çocuk istismara uğruyor. Son 10 yılda çocuklara yönelik istismar davaları ise yüzde 700 arttı. Adalet Bakanlığı verilerine göre ceza mahkemelerinde karara bağlanan davalarda çocuğa cinsel istismar’ ile reşit olmayanla cinsel münasebet’ suçlarının sayısı son on yılda dört kat arttı. Türkiye’deki cinsel suçların yüzde 46’sı çocuklara karşı isleniyor. Son 10 yılda 482 bin 908 kız çocuğu devletin izniyle evlendirildi, son 6 yılda 142 bin 298 çocuk anne oldu. Bu çocukların büyük kısmı dini nikâh ile evlendirildi. 2002’den bu yana 18 yaşın altında 440 bin çocuk doğum yaptı. 15 yaşın altında cinsel istismara uğrayarak doğum yapan çocukların sayısı ise 15 bin 937 olarak kayıtlara geçti. Laik, ilerici Cumhuriyet değerlerinde çocukların hakları Temel hedeflerinin çocuklarını eğitmek, korumak, yaşatmak ve yüzlerini güldürmek olduğunu belirten CHP’li Bingöl, “Zorunlu eğitim çağı için okullaşma oranının yüzde 100 olduğu, eğitimin akademik ve mesleki tercihler ile şekillendiği, insani ve dayanışmacı değerleri önemseyen, özgürlükçü ve eleştirel düşünceyi öne çıkaran, bilgi çağıyla uyumlu bir öğretim programı oluşturulmalıdır. Eğitimi, Atatürk ilkeleri ve Cumhuriyet değerleri ışığında çağdaş, demokratik, laik, bilimsel ve eşitlik ilkesine dayalı bir anlayışla yeniden yapılandırılmalıdır. Çocuklarımızı tarikatlara mahkum edilmemelidir. Çocukluk yaşında evliliklerin önüne geçip, istismar vakalarının önlenmesi için bütün hukuki yollar kullanılmalıdır. Bizlere emanet olan ve ülkemizi emanet edeceğimiz çocuklarımıza demokratik ve çağdaş bir ülke bırakırken, haklarını bilen çocuklar yetiştireceğiz.” dedi. Raporun tam metni 20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü’nde Türkiye’de çocuk hakkı gerçekleri 1- Giriş Türkiye özellikle son 16 yılda çocuk evlilikleri, çocuk istismarı, hızla artan çocuk işçiliği gibi problemlerle daha sık karşılaşır olmuştur. İktidarın sürdürdüğü yanlış politikalar Türkiye’yi çocuklarını yaşatamayan ve mutlu edemeyen bir ülke konumuna sürüklemektedir. Çocukların eğitim alması gereken yaşta çalıştırıldığı ve güvencesiz çalışma koşullarına henüz çocuk yaşta maruz bırakıldığı çocuk işçilik, eğitim oranlarında meydana gelen düşüş, çocuk istismarı vakalarının her geçen gün artması gibi problemler ülkemizin temeli çocuklarımızın gelişimini engellemektedir. Bütün dünyada kutlanan 20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü ülkemizde tüm bu sorunların gölgesinde kalmaktadır. 2- Çocukların nüfustaki yeri Türkiye İstatistik Kurumu’nun TÜİK açıkladığı verilere göre, 2017 yıl sonu itibariyle Türkiye nüfusu 80 milyon 810 bin 525 iken, bunun 22 milyon 883 bin 288’ini çocuk nüfus oluşturmaktadır. Birleşmiş Milletler tanımına göre; 0-17 yaş grubunu içeren çocuk nüfus, 1970 yılında toplam nüfusun yüzde 48,5’ini oluştururken, bu oran 1990 yılında yüzde 41,8 ve 2017 yılında yüzde 28,3 olmuştur. İllere göre çocuk nüfus oranı incelendiğinde, 2017 yılında en yüksek çocuk nüfus oranına sahip olan il, yüzde 46,7 ile Şanlıurfa olmuştur. Şanlıurfa ilini yüzde 45,2 ile Şırnak ve yüzde 43,7 ile Ağrı izlemektedir. Çocuk nüfus oranı en düşük olan üç il ise sırasıyla yüzde 17,2 ile Tunceli, yüzde 18,4 ile Edirne ve yüzde 19 ile Kırklareli’dir. 3- Çocuk işçilik Hükümet tarafından 2018 yılı “Çocuk İşçiliği İle Mücadele Yılı” olarak ilan edilmiş olsa da, çocuk işçiliğini önlemek bir yana daha da yaygınlaştıran yasal düzenlemeler yapılmaya devam edilmektedir. Başta 4+4+4 olmak üzere, iktidarın uyguladığı politikaların tamamı çocukların eğitimden uzaklaşmasına ve işçileşmesine neden olmaktadır. Ülkelerin gelişmişlik düzeyi açısından en önemli problemlerden biri çocuk işçiliğidir. Çocuk işçiler tüm dünyada ve ülkemizde ucuz işgücü ya da ücretsiz işçi olarak sömürülmektedir. Çalışan çocukların yaşam hakkı dahil olmak üzere temel bir çok hakkı ellerinden alınmaktadır. Ucuz işgücü olarak sömürülen çocuklar iş cinayetlerine kurban gitmekte, eğitim haklarından mahrum bırakılmaktadırlar. Güvencesiz çalışma koşulları ile daha çocuk yaşta karşı karşıya kalan çocuklar, çocukluğun getirmiş olduğu sosyal, ekonomik ve kültürel hiçbir haktan yararlanamamaktadırlar. AKP iktidarı döneminde çocuk işçiliği yüzde 20 artmıştır. Şu an Türkiye’de 2 milyona yakın çocuk işçi vardır. Çalışan her 10 çocuktan 8’i ise kayıt dışı olarak çalışmaktadır. 2016 yılında 15-17 yaş grubundaki çocukların işgücüne katılma oranı yüzde 20,8 iken, bu oran 2017 yılında yüzde 20,3 olmuştur. Erkek çocuklarında işgücüne katılma oranı yüzde 28,5 iken, kız çocuklarında bu oran yüzde 11,8’dir. Son 7 yılda 340’dan fazla çocuk çalışırken hayatını kaybetmiştir. Çocuk işçilikte en çok 6-14 arası yaş grubunda artış yaşanmaktadır. Özellikle mevsimlik tarım işçisi ailelerin çocuklarının çalışması sorununun çözümüne yönelik bir adım atılmamaktadır. Çocukların iş cinayetlerinde yaşamını yitirmesine en çok mevsimlik tarım işçiliğinde rastlanmaktadır. Çocuk işçi ölümlerinin en çok yaşandığı iller, mülteci/göçmen nüfusunun yoğun olduğu Adana, Urfa ve Antep’tir. 2014-2016 yılları arasında 13 bin 616 sigortalı çocuk işçi iş kazası geçirmiştir. Bu çocukların 145’i 14 yaşında, 1003’ü 15 yaşında, 4 bin 258’i ise 16 yaşında hayatını kaybetmiştir. 2014-2016 yılları arasında iş kazası geçiren toplam çocuk işçi sayısındaki artış yüzde 80 olmuştur. Çocuk işçiliğin yaşanmasında birçok faktör vardır. Bunlardan en önemlisi şüphesiz eğitim sisteminde yaşanan çöküntüdür. 4+4+4 düzenlemesiyle zorunlu eğitim 12 yıla çıkarılırken, okula başlama yaşı düşürülmüştür. Bununla beraber okuldan ayrılmanın önü açılmıştır. Bu durum, çocukların eğitim hakkından mahrum kalmasının önünü açarak, ucuz işgücü olarak çalışma hayatında yer almalarını ve sömürülmelerini kolaylaştırmıştır. Çocuk işçilik “çıraklık” uygulaması üzerinden artışa geçmiştir. İktidarın istihdam olarak bahsettiği durumun gerçek yüzü, işyerlerinde işçi olarak kabul edilmeyen ama işgücü verilerine eklenen stajyer ve çıraklardan oluşmaktadır. Bu durum, çocukların çırak ve stajyer adı altında sömürülmesinin önünü açtığı gibi, işgücüne katılım oranlarının fazla gösterilmesi gibi bir sonuç doğurmaktadır. Halbuki işgücüne katılım artmamakla birlikte, artan tek şey çocukların canları pahasına sömürülmesidir. Çocuk işçiliğinin, yoksulluk ve ekonomik sistemden kaynaklı olarak en çok Urfa, Şırnak, Ankara ve İstanbul gibi kentlerde yaygın olduğu görülmektedir. Çalışan çocukların iş yaşamına katılma nedenlerinin başında ise yoksulluk gelmektedir. Çalışan çocukların %49,8’i bir okula devam ederken, %50,2’si okula devam etmemektedir. Yaş grupları itibariyle, 6-14 yaş grubundaki çalışan çocukların yüzde 81,8’i, 15-17 yaş grubundaki çalışan çocukların ise yüzde 34,3’ü bir okula devam etmektedir. Çalıştırılan çocukların haftalık çalışma süreleri oldukça yüksektir. 6-17 yaş grubu haftalık çalışma saati ortalama 40 saat iken, 15-17 yaş grubunda ise bu 45,8 saattir. Haftalık ortalama çalışma süresi okula devam etmeyen çocuklar için ise 54,3 ile Türkiye ortalamasının üzerindedir. 4- Eğitim Türkiye’nin en büyük problemlerinin başında eğitim sisteminde yaşanan çarpıklık gelmektedir. Her gün keyfiyete dayalı değişen eğitim politikaları çocuklarımızı ve ülkemizin geleceğini riske atmaktadır. Türkiye’de eğitim oranları her geçen gün düşerken, daha vahim olan ise eğitimin niteliğinde yaşanan çöküştür. Devlet okullarında yaşanan gericileşme, çağdaş ve bilimsel eğitimi ortadan kaldıran anlayış, cinsiyete dayalı ayrımcı eğitim politikaları ve eğitim gibi temel bir hakta yaşanan özelleştirmeler ülkemizde sadece eğitim alanında değil, topyekun olarak bir çöküşe sebep olmaktadır. Bu nedenle eğitim alanında yaşanan sorunlar sadece okullaşma oranının düşmesine değil, daha genel sorunlara neden ve sonuç olmaktadır. Okul öncesi eğitim alan çocukların, örgün eğitime uyumları ve performansları daha iyi olmaktadır. Aynı zamanda bu durum sosyal eşitsizliğin etkilerini de hafifletmektedir. Dolayısıyla okul öncesi eğitim çocuklar açısından çok önemli olmasına rağmen, Türkiye’de bu oran çok düşük seviyelerdedir. 3 yaş düzeyinde bu eğitime katılım oranı OECD’de yüzde 78; Türkiye’de ise sadece yüzde 9’dur. Ayrıca 2 yaş düzeyinde hiç katılım görülmezken, OECD’de bu oran yüzde 39 oranındadır. 4 yaş düzeyinde ise Türkiye’de yüzde 32’lik oran OECD’nin yüzde 87’lik ortalamasının gerisinde kalmaktadır. Okullaşma oranı düşüyor Verilere göre ilkokul çağındaki çocukların net okullaşma oranı yüzde 91,18’e düşmüştür. 2017 yılında ilkokulda 4 milyon 972 bin 430 öğrenci öğrenim görürken, 482 bin 188 çocuk ise eğitim dışı kalmıştır. Okullaşamayan çocuklardan 249 bin 698’i erkek, 232 bin 490’ı ise kız çocuklardan oluşmaktadır. İlkokul okullaşma oranı son 10 yılın en düşük seviyesine inmiştir. Ortaokul çağında ise öğrenim görenlerin net okullaşma oranı yüzde 95,68 olurken, 2017 yılında toplamda 5 milyon 554 bin 415 öğrenci öğrenim görmüştür. Öğrenim göremeyen ortaokul çağındaki çocukların sayısı ise 250 bin 784 çocuğa ulaşmıştır. Öğrenim görmeyen çocuklardan 130 bin 58’i erkek, 120 bin 726’sı ise kız çocuklardan oluşmaktadır. Lise çağındaki çocukların net okullaşma oranı ise 2017 yılında tüm yılların en düşük seviyesindedir. Lise çağındaki çocukların yüzde 82,54’üne denk gelen 5 milyon 849 bin 970 öğrenci açık lise ve liselerde öğrenim görmüş, öğrenim göremeyen ve öğrencilerin yüzde 17,46’sına denk gelen bir milyon 240 bin 902 çocuk ise lise çağındaki zorunlu eğitime katılamamıştır. Eğitim alamayan çocuklardan 658 bin 286’sı erkek, 582 bin 616’sı ise kız çocuklardan oluşmaktadır. Eğitimde gericileşme ve özelleştirmeler ise her geçen gün artmaktadır. Cinsiyete dayalı politikalar ile kız çocuklarının okullaşma oranı hızla düşmektedir. AKP iktidarı ile özel okul sayısı 10 kat, özel okula giden öğrenci sayısı ise tam 12 kat artmıştır. Türkiye’de 1 milyon çocuk ise tarikat elinde eğitim görmektedir. Giderek artan bu özel eğitim kurumlarının 3’te 1’i bir tarikata bağlıdır. Üniversite yurtları hariç tarikat yurtlarında kalan öğrenci sayısı ise 224 bini bulmaktadır. İmam hatip lise sayısı 2002’de 450 iken, 2017’de çıkarılmıştır. İmam hatip liselerinden 372’si sadece kız imam hatip Anadolu lisesi olarak ayrılmış ve devlet politikası uygulaması olarak karma eğitim dışına çıkılmıştır. 5- Çocuk istismarı Türkiye’de düşük eğitim oranları ve hızla artan çocuk işçiliğe ek olarak çocukların maruz kaldığı en büyük sorun istismar vakalarıdır. Çocuklara yönelik istismar her gün artmakta, cezalar ise caydırıcı olmamaktadır. İktidarın gerici politikaları, özellikle kız çocuklarının istismarını her geçen gün biraz daha arttırmaktadır. Ülkemizde kadınların yüzde 26’sı 18 yaşından önce evlenmekte, yüzde 10’u ilk çocuğunu 18 yaşından önce kucağına almaktadır. Son 10 yılda 482 bin 908 kız çocuğu, çocuk yaşta evlendirilmiştir. Türkiye, çocuklara karşı cinsel istismar, taciz ve tecavüz olaylarında dünyada üçüncü sırada yer almaktadır. Türkiye’de yılda ortalama 8 bin çocuk istismara uğramaktadır. Son 10 yılda çocuk istismar davaları ise yüzde 700 artmıştır. Adalet Bakanlığı verilerine göre ceza mahkemelerinde karara bağlanan davalarda çocuğa cinsel istismar’ ile reşit olmayanla cinsel münasebet’ suçlarının sayısı son on yılda dört kat artmıştır. 16 yılda 18 yaş altı 440 bin çocuk doğum yaptı! Türkiye’deki cinsel suçların yüzde 46’sı çocuklara karşı islenmektedir. TÜİK verilerine göre, son 10 yılda 482 bin 908 kız çocuğu devletin izniyle evlendirilmiş, son 6 yılda 142 bin 298 çocuk anne olmuştur. Bu çocukların büyük kısmı dini nikâh ile evlendirilmiştir. 2002’den bu yana 18 yaşın altında 440 bin çocuk doğum yapmıştır. 15 yaşın altında cinsel istismara uğrayarak doğum yapan çocuk sayısı ise 15 bin 937 olarak kayıtlara geçmiştir. Türkiye’de çocukların istismarı ile ilgili dava sayısı son 10 yılda yaklaşık 3 kat artmıştır. Bakanlığın 2015 verilerine göre yılda ortalama 17 bin istismar davası açılmış fakat bu davaların yüzde 45’i mahkûmiyetle sonuçlanmamıştır. Milli Eğitim Bakanlığı verilerine göre, ülkemizde çocuk yaşta evlilik ve nişanlılık nedeniyle eğitime devam edemeyenlerin yüzde kız öğrencilerdir. 6- Suça sürüklenme ve uyuşturucu madde kullanımı Türkiye’de özellikle eğitim hakkından mahrum kalan çocukların suça sürüklenme oranlarında artış yaşanmaktadır. Uyuşturucu madde kullanım yaşı ise 10’a kadar düşmüştür. Dünya ve Türkiye genelinde madde bağımlılığı gün geçtikçe artmaktadır. Türkiye’de uyuşturucu kullanımı 2011’den bu yana 17 kat artmıştır. Kullanım yaşı da 10’a kadar düşmüştür. Türkiye İstatistik Kurumu TÜİK verilerine göre; Türkiye’de 15-64 yaş grubu nüfusta yasa dışı bağımlılık yapıcı maddenin en az bir kere denenme oranı yüzde 2,7 olarak belirlenmiştir. Madde kullanım yaygınlığının 15-34 yaş grubu genç yetişkinlerde, genel nüfusa göre daha yüksek olduğu belirtilen araştırmada uyuşturucu maddeyi ilk defa kullanma yaşı ortalaması da 13,88 olarak hesaplanmıştır. 7- SONUÇ Çocuklar, bir ülkenin temeli ve yapıtaşlarıdırlar. Temeli sağlam olmayan, çocuklarını mutlu edemeyen ve yaşatamayan hiçbir ülke kalkınamaz. Çağdaş bir ülke olmanın en temel noktalarından biri, çocukların haklarını korumaktan geçmektedir. Türkiye bu tablodan nasıl çıkar? Üstü hızla kapatılan istismar vakaları, çocuk tecavüzlerini “küçüğün rızası” diyerek aklayan bakanlar, çocuklara yönelik saldırıları engellemesi için Meclis’e gelen önergeleri reddedenler, eğitimi tarikat ellerine bırakıp çocuklarımızı diri diri yakanlar… Türkiye bu tablodan hızla çıkmalıdır. Bu tablodan çıkış ise aydınlık, ilerici, laik bir eğitim sistemi ve tüm bunları uygulayan politikalar ile mümkün olacaktır. Bizlerin temel hedefi çocuklarını eğitmek, korumak, yaşatmak ve yüzlerini güldürmektir. Bu doğrultuda, zorunlu eğitim çağı için okullaşma oranının yüzde 100 olduğu, eğitimin akademik ve mesleki tercihler ile şekillendiği, insani ve dayanışmacı değerleri önemseyen, özgürlükçü ve eleştirel düşünceyi öne çıkaran, bilgi çağıyla uyumlu bir öğretim programı oluşturulmalıdır. Eğitimi, Atatürk ilkeleri ve Cumhuriyet değerleri ışığında çağdaş, demokratik, laik, bilimsel ve eşitlik ilkesine dayalı bir anlayışla yeniden yapılandırılmalıdır. Çocuklarımızı tarikatlara mahkum edilmemelidir. Çocukluk yaşlarında evliliklerin önüne geçip, istismar vakalarının önlenmesi için bütün hukuki yollar kullanılmalıdır. Bizlere emanet olan ve ülkemizi emanet edeceğimiz çocuklarımıza demokratik ve çağdaş bir ülke bırakırken, haklarını bilen çocuklar yetiştireceğiz. 42 maddelik Çocuk Hakları Bildirgesi’ 1 20 Kasım Çocuk Hakları Günü Merhaba arkadaşlar, Çocuk Hakları günü ile sanat etkinliği bulamamıştım, ben de böyle bir şeyler düşündüm bakalım beğenecek misiniz? Öncelikle kartona dünya şeklini çizdim, çocuklar krepon kağıtlarını yuvarlayarak yapıştırdılar. Daha sonra, bir grup el baskısı yaptı, bir grup da kartonun altında gördüğünüz küçük çocuk resimlerini boyadı. Çocuk resimlerini tek tek kesip, yan yana yapıştırdım. Panoyu düzenledikten sonra elbette çocuklarla "çocuk hakları" konusunda sohbet ettik. Çocukların işlerde çalışmasının doğru olmadığını, okula gelmelerinin gerektiğini, kimsenin onlara vurmaya ya da kötü davranmaya hakkı olmadığını, onlara dokunulmasından hoşlanmadıkları zaman hemen annesine babasına haber vermesi gerektiğini konuştuk. 2 emeğinize sağlık çok güzel olmuş Gün batsa ne olur geceyi onaran bir mimar vardir Yanmissam külümden yapilan bir hisar vardir Yenilgi yenilgi büyüyen bir zafer vardir Sirlarin sirrina ermek için sende anahtar vardir Gögsünde sürgününü geri çagiran bir damar vardir Senden umut kesmem kalbinde merhamet adli bir çinar vardir Sevgili En sevgili Ey sevgili 3 Teşekkür ederim hocam, beğenmenize sevindim. 4 harika olmuş öğretmenim. ben dünya çocuk gününde benzer bir çalışma yapmıştım. ama hakların üzerinde bu kadar durmamıştık. bayıldım. ellerinize ve yüreğinize sağlık. Rabbim... Benliğimin gururundan uzak eyle beni... AMIN... 5 Teşekkür ederim hocam. Çocuklar evlerine gidince haklarını korumuşlar, veliler ertesi gün geldi "hocam çocuklara bir şey diyemiyoruz, bunu bana yapmaya hakkın yok, benim haklarım var diyorlar" dedi 6 7 Çok güzel düşünmüş ve uygulamışsınız öğretmenim. 8 Selma Hoca Nickli Üyeden Alıntı Çok güzel düşünmüş ve uygulamışsınız öğretmenim. Teşekkür ederim Selma öğretmenim. Beğenmenize sevindim "Kuşlar uçar, balıklar yüzer, çocuklar oyun oynar." Garry Landreth YORUM BIRAKMAK İÇİN ÜYE OLMALISINIZ ! ÜYE OLMAK İÇİN TIKLA Benzer Konular Cevaplar 3 Son Mesaj 1132 Cevaplar 1 Son Mesaj 1538 Cevaplar 0 Son Mesaj 2202 Çocuk Hakları By Ayşe Turan BAL in forum MAKALE-ARAŞTIRMA ve BİLİMSEL YAZILAR Cevaplar 1 Son Mesaj 0809 Cevaplar 0 Son Mesaj 1409 Bu Konudaki Etiketler Tüm dünyada ve Türkiye'de kanuni hakları çiğnenen çocukları hatırlamamızı sağlayacak gün olan 20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü'nü ve çocuklar üzerindeki etkilerini incelemeye aldık. 20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü nasıl ortaya çıktı? İşte 20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü ile ilgili merak edilenler... İnsan hakları’ kavramına dahil olan çocuk hakları 20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü’nde irdeleniyor. Peki 20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü nasıl ortaya çıktı? Çocuk hakları, bir insan hakları meselesidir! diyerek sizleri haberimizin detaylarına davet hakları, hem kanunen hem ahlaki olarak dünya üzerindeki bütün çocukların doğuştan sahip olduğu; eğitim, sağlık, yaşama, barınma; fiziksel, psikolojik veya cinsel sömürüye karşı korunma gibi haklarının hepsini birden tanımlamakta kullanılan evrensel bir hakları, insan hakları kavramının içinde ele alınması gereken bir konudur. Bugün, dünyanın birçok yerinde var olan insan hakları ihlalleri, çocuk boyutunda daha geniş kapsamlı ve büyüyerek, müdahale edilmesi daha zor bir şekilde yer hakları, bir insan hakları meselesidir!Bizi İnsan Yapan Değerlerimizdir 30 Madde ile İnsan Hakları Evrensel BeyannamesiDünyanın her noktasında savaşlar, çatışmalar devam ediyor; insanlara yönelik, insan haklarını ve onurunu hiçe sayan işkenceler ve mezalimler devam ediyor. Biz de insan haklarını tüm dünyaya ilan eden …Uluslararası Af Örgütü’nün belirttiğine göre; az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde, emek sömürüsü, pornografi, şiddet, yasa dışılık gibi olumsuz etkenlerin dahilinde, çocuk hakları ihlalleri daha büyük boyutlarda bu sebeplerle çocuk hakları büyük bir önem hakları hususunda tanımamız gereken bir kişi Janusz Korczak20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü’nde ondan bahsetmemek olmazdı Leh eğitimci Janusz Korczak’ın 1919 yılında yayınlanan “How to Love a Child” Bir Çocuğu Nasıl Sevmeli adlı kitabında çocuk haklarından söz etmiş ve konuyu gündeme haklarına dair ilk metin ise 1917 yılında, Ekim Devriminin ardından Proletkult isimli sosyalist kültür örgütünün Moskova Şubesi tarafından “Çocuk Hakları Bildirgesi” ismiyle kaleme ilk metin ise 1924 yılında Milletler Cemiyeti tarafından kabul edilen Cenevre Çocuk Hakları bildirge Birleşmiş Milletler tarafından kuruluşunda kabul edilmiş, 20 Kasım 1959 tarihinde Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Bildirisi olarak güncellenmiş ve 20 Kasım 1989 tarihinde daha geniş olan Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına Dair Sözleşme ile sözleşmeyi yürürlüğe koymayan sadece iki BM üyesi ülke kaldı ABD ve Somali!Dünyanın en zengin ülkesi ABD, 1990’lı yılların ortasında sözleşmeyi imzalamış olmasına karşın, sözleşmeyi senatoya kabulü için hâlâ getirmedi ve bu durum ciddi eleştiri sorun bununla da sınırlı değil ABD çocuk açlığının ve evsizliğinin en yüksek olduğu ülkelerden ise 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı ilk olarak Nisan 1929’da kutlanmaya dâhi lider Mustafa Kemal Atatürk’ün vizyonunu bir kez daha görüyoruz…Günümüzde geldiğimiz noktada ise çocuk hakları konusunda örnek bir ülke olduğumuzu söylememiz mümkün değil 23 Nisan 8 Başlık ile Türkiye’nin Çocuk Hakları KarnesiÇocuklara bayram armağan eden ilk ve tek ülke olan Türkiye’de her üç çocuktan biri yoksul. 2014'te Türkiye'de 40 bin çocuğa tâciz davası’ açıldı. Sadece 2015’te, 31 bin 337 kız çocuğu evlendirildi. T…Yukarıda değindiğimiz 54 maddeden ve bu maddelerin fıkralarından oluşan Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına Dair Sözleşme, günümüzde çocukların haklarını korumak için en geniş kapsamlı hukukî metin Hakları Sözleşmesi Madde 1 Her birey on sekiz yaşına kadar çocuk olarak kabul edilir. Her çocuk vazgeçilmez haklara Cumhuriyeti Devleti’nin de altına imza attığı Çocuk Hakları Sözleşmesi’ne göre her birey 18 yaşına kadar çiğnenmesini mazur gösterecek herhangi bir açıklamanın geçerliliği de yoktur!…Bu sözleşmede yer alan vazgeçilmez hakları şu temel başlıklarda sıralayabilirizYaşama ve gelişme hakkı;Bir isme ve vatandaşlığa sahip olma ve bunu koruma hakkı;Sağlık hizmetlerine erişim hakkı;Eğitime erişim hakkı;İnsana yakışır bir yaşam standardına erişim hakkı;İstismar ve ihmalden korunma hakkı;Ekonomik sömürüden korunma hakkı;Uyuşturucu bağımlılığından korunma hakkı;Eğlence, dinlenme ve kültürel etkinlikler için zamana sahip olma hakkı;Düşünce özgürlüğü hakkı;İfâde özgürlüğü hakkı;Çocukların kendileriyle ilgili konularda görüşlerini dile getirme hakkı;Dernek kurma özgürlükleri hakkı;Özel gereksinimleri olan çocukların hakları;Engelli çocukların çocukların yaşamaya, eğitime, sağlıklı olmaya, seslerinin duyulmasına, kendilerine adilce davranılmasına hakları var!Kısacası çocukların yaşamaya, eğitime, sağlıklı olmaya, seslerinin duyulmasına, kendilerine adilce davranılmasına hakları var!Her şeyden öte çocukların çocuk olmaya hakkı var!Kaynakonedio İlginizi Çekebilir Türkiye'de evlenen her 100 kişiden 18'i çocuk İlginizi Çekebilir Cocukluk insanın anavatanı 20 Kasım Çocuk Hakları Günü Etkinliği Konyaaltı Belediyesi Etüt Merkezi, Uncalı ve Gürsu Çocuk Kreşi öğrencileri, 20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü Etkinlikleri kapsamında önce bilgilendirildi, sonrada çocuk haklarına dikkat çekmek amacıyla ellerinde pankartlar ile yürüdü. Konyaaltı Belediyesi, 20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Gününde düzenlediği etkinliklerle çocukların haklarına dikkat çekti. Etkinlikler kapsamında ilk olarak Konyaaltı Belediyesi Etüt Merkezi öğrencileri, çocuk hakları konusunda bilgilendirildi. Konyaaltı Belediyesi Etüt Merkezi’nde düzenlenen konferansa konuşmacı olarak katılan Antalya Barosu Çocuk Hakları Merkezi Başkanı Avukat Serap Ertuğrul, çocukları eğitim, sağlık, oyun, ihmal ve istismar hakları konusunda bilgilendirdi. Konferans sonrası ise Konyaalltı Belediyesi Gürsu ve Uncalı Çocuk Kreşi öğrencileri, Çocuk Her Türlü Şiddet ve İhmale Karşı Korunmalı’, Çocuğum Hata Yapma Hakkım Var’, Çocuk İstismarı Suçtur’ gibi hazırladıkları pankartlar ile yürüyüş yaptı. Konyaaltı Belediyesi Hizmet Binası önünden başlayarak Konyaaltı Kent Meydanı’na kadar yürüyen kreş öğrencilere, çevredeki vatandaşlar alkışlarla destek verdi. Konyaaltı Belediyesi Kreş öğrencileri bu yürüyüşün ardından 20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü Etkinlikleri kapsamında düzenlenen İllüzyon Gösterisi izledi. Konyaaltı Belediyesi Feslikan Salonu’nda düzenlenen illüzyon gösterisini Konyaaltı Belediye Başkanı Muhittin Böcek’te izledi. Başkan Muhittin Böcek, gösteriyi izleyen çocuklarla hatıra fotoğrafı çektirdi. Başkan Muhittin Böcek, çocukların Dünya Çocuklar Günü’nü kutlayarak, “Sizler aydınlık yarınlarımızın teminatısınız. Çocuklara yönelik her türlü ihmal, istismar ve şiddetin karşısındayız. Özellikle ailelerin bu konularda dikkatli olmaları gerekiyor. Bu tür etkinlikler ile çocuklarımıza özgüven sağlamak, onları bilinçlendirmek istiyoruz” dedi. Dünya çocuk günü ile ilgili dökümanlar sayfası. Dökümanı bilgisayarınıza en alttaki linkten indirebilirsiniz. “EKİM AYININ İLK PAZARTESİ” DÜNYA ÇOCUK GÜNÜ Bugünün küçüğü yarının büyükleri olan çocuklar, bir ülkenin geleceğidir. Geleceğini düşünen ülkeler de bugünden çocuklarının sağlıklı, bilgili ve en iyi şekilde yetişmelerini garanti altına almalıdırlar. Geleceğimizin güvencesi olan çocuklarımızın en iyi şekilde yetişmelerini sağlamak, onlara karşı olan göreve ve sorumluluklarımızı hatırlamak, çocuklarımızın barış ve güven ortamında büyümelerini sağlamak, biz büyüklerin tek hedefi olmalıdır. İşte bu sebeple her sene, “Dünya Çocuk Günü” tüm dünyada çeşitli etkinliklerle kutlanır. 1923 yılında İsviçre’nin Cenevre kentinde toplanan dünya ulusları, çocuk sorunlarını tartışarak “Çocuk Hakları Bildirisi”ni yayınlamışlardır. İlk kez yayınlanan bu bildirinin ardından, “Çocukları Koruma Birliği” çocuk sorunlarını inceleme görevini üstlenmiştir. Bu birlik, dört yılda bir toplanarak, dünya çocuklarına yardım etmeyi amaçlamıştır. 1946 yılında tekrar toplanan dünya devletleri, yapılanları gözden geçirerek, çocuk hakları bildirisini daha da genişletmişlerdir. 1953’te çocuk sorunlarıyla ilgilenme görevi, 1946’da “Acil Yardım Fonu” olarak kurulmuş olun UNICEF’e verilmiştir. UNICEF, Birleşmiş Milletler uluslar Arası Çocuklara Yardım Fonu özellikle yoksul ülkelerin çocuklarına, eğitim, sağlık, beslenme gibi konularda gerekli yardımları yaparak çalışmalarına devam etmektedir. Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, 1954 yılında, ekim ayının ilk pazartesi gününü, “Dünya Çocuk Günü” ilan etmiştir. Bugün de çocukların sağlığı, eğitimi ve bakımı konusunda tüm yayın organlarıyla uyarılarda bulunulur. Dünya çocukları arasındaki dostluğun, kardeşliğin pekişmesi için çalışmalar yapılır. Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, yüz elli altı ülkenin katılımıyla 20 Ekim 1959’da oy birliği ile bugün yürürlükte olan “Çocuk Hakları Bildirisi”ni kabul etmiştir. ÇOCUK HAKLARI SÖZLEŞMESİ Birleşmiş Milletler Genel Kurulu Tarafından 20 Kasım 1989 tarihinde benimsenen sözleşme 2 Eylül 1990 tarihinde de yürürlüğe girmiştir. Türkiye de dahil olmak üzere yaklaşık 142 ülke sözleşmeyi imzalamış ya da onay ve katılma yoluyla taraf devlet durumuna gelmiştir. Türkiye, Çocuk Hakları Sözleşmesi’ni 2 Ekim 1995′te uygulamaya çocuk haklarının korunması amaçlanmış ve taraf devletlerin sözleşme maddelerine kesinlikle uymaları gerektiği hükme Hakları Sözleşmesi 42 maddedir. ÇOCUK HAKLARI SÖZLEŞMESİ MADDELERİ Madde 1 18 yaşına kadar her insan çocuktur. Madde 2 Hakların hepsi ayrım yapılmaksızın tüm çocuklar için geçerlidir. Madde 3 Çocukları ilgilendiren bütün girişimlerde “Çocuğun Yüksek Yararı” temel düşüncedir. Madde 4 Devlet, bu sözleşmede tanınan hakların uygulanması amacıyla tüm imkanları kullanmalıdır. Madde 5 Devlet, anne babaların çocuğun yeteneklerinin geliştirilmesi yönünde uygun biçimde yönlendiricilik yapma hak ve sorumluluğuna saygı gösterir. Madde 6 Her çocuk temel yaşama hakkına sahiptir. Devlet, yaşama hakkını güvence altına almak ve geliştirmekle yükümlüdür. Madde 7 Çocuk, doğuştan itibaren bir isim alma, vatandaşlık edinme, anne-babasını tanıyıp bilme ve onlar tarafından bakılma hakkına sahiptir. Madde 8 Devlet, çocuğun tabiiyetine, isim ve aile bağlarına saygı göstermek ve bunları korumakla yükümlüdür. Madde 9 Çocuk kendi anne babasıyla yaşama hakkına sahiptir; herhangi bir ayrılık durumunda ayrıldığı kişilerle temas çocuğun hakkıdır. Madde 10 Ayrı ülkelerde yaşayan anne baba ve çocukların birlikte yaşamaları için her türlü kolaylık gösterilir. Madde 11 Devlet, çocukların ülke dışına kaçırılıp, alıkonulması ile mücadele için önlemler alır. Madde 12 Her çocuk kendisini ilgilendiren herhangi bir konu ya da işlem sırasında, görüşlerini serbestçe ifade etme, görüşlerinin dikkate alınmasını isteme ve katılma hakkına sahiptir. Madde 13 Çocuk, isteklerini ve düşüncelerini seçtiği bir yolla özgürce açıklama hakkına sahiptir. Madde 14 Devlet, çocuğun düşünce, vicdan ve din özgürlüğü haklarına, anne babanın uygun yol göstericiliğine bağlı olarak saygı gösterir. Madde 15 Çocuklar, başkalarıyla bir araya gelme, dernek kurma ve kurulu derneklere katılma hakkına sahiptirler. Madde 16 Çocuklar onurlu ve saygın birer insandır. Hiç kimse onların onurlarını kıramaz, onları küçük düşüremez. Yaşadığı konut ve kurumdaki özel yaşantısına karışamaz. Madde 17 Devlet, çocuğun toplumsal, ruhsal, ahlaki, bedensel ve zihinsel gelişimi için ulusal ve uluslararası her türlü kaynaktan bilgi ve belge edinmesini ve bunları yaymasını destekler. Çocuğun bir azınlık gruba ya da yerli bir halka üye oluşundan doğan dil gereksinimlerinin karşılanması için kitle iletişim araçlarını teşvik eder. ** Madde 18 Devlet, çocuğun yetiştirilmesinden sorumlu olanlara gerekli desteği verir. Madde 19 Çocuğun yetiştirilmesinden sorumlu olanlar, haklarını çocuklara zarar verecek şekilde kullanmazlar. Madde 20 Devlet, uygun aile ortamından yoksun çocuğu özel olarak korumak ve bu amaçla çocuğun kültürel kimliğine saygı gösterecek uygun çözümler bularak bakımını sağlamakla yükümlüdür. Madde 21 Çocuğun evlat edinilmesi, çocuğun yüksek yararı göz önüne alınarak gerçekleştirilir. Madde 22 Devlet, mülteci çocuklara özel koruma ve yardım sağlamakla yükümlüdür. Madde 23 Engelli çocuklar, devlet tarafından özel olarak korunurlar, kendilerine yeten birer insan olmaları için bakımları, eğitimleri ve iş bulmaları sağlanır. Madde 24 Devlet, her çocuğun sağlığını güvence altına almakla yükümlüdür. Madde 25 Devlet, çocuklarla ilgili her türlü kurumun çocuk haklarına uygun olarak yeniden düzenlenmesi ile yükümlüdür. Madde 26 Her çocuk, sosyal sigorta dahil, sağlık, bakım ve eğitim imkanlarından yararlanma hakkına sahiptir. Madde 27 Her çocuk, fiziksel, zihinsel, ruhsal, ahlaki ve sosyal gelişmesi açısından yeterli yaşam standardına ulaşma hakkına sahiptir. Çocuğun yeterli yaşam standardına sahip olmasını sağlamak, en başta anne babaların sorumluluğudur. Devlet, gerekirse anne babalara maddi yardımı da kapsayan her türlü imkanı sağlamakla yükümlüdür. Madde 28 Çocuk, eğitim hakkına sahiptir. Devletin görevi, ilköğretimin zorunlu ve parasız olmasını sağlamak, her çocuğu yararlanabileceği çeşitli orta ve yüksek eğitim imkanlarına kavuşturmaktır. Okul disiplini, çocuğun haklarına ve saygınlığına uyumlu olmalıdır. Madde 29 Her çocuk, cinsler, dinler, ırklar ve etnik kökenler arası eşitlik, barış ve hoşgörü anlayışı ile insan haklarına ve temel özgürlüklere, farklı kültür ve değerlere saygılı bir eğitim görme hakkına sahiptir. ** Madde 30 Bir azınlık grubuna ya da yerel halka üye bir çocuk, bu topluluğun üyeleri ile birlikte kendi kültüründen yararlanma, kendi dinine inanma ve uygulama ile kendi dilini kullanma hakkına sahiptir. ** Madde 31 Çocuk, dinlenme, boş zaman değerlendirme, oyun oynama, kültürel ve sanatsal etkinliklere katılma hakkına sahiptir. Madde 32 Çocuk, sağlığına, eğitimine ve gelişmesine zarar verecek her türlü işe karşı korunma hakkına sahiptir. Devlet, işe kabul için yaş sınırı tespit etmek ve uygun çalışma koşullarını düzenlemek zorundadır. Madde 33 Devlet, çocukları; bağımlılık yaratan zararlı maddelerin kullanımından, üretimine ve kaçakçılığına alet olmaktan korumalıdır. Madde 34 Devlet, fuhuş ve pornografi dahil, cinsel sömürü ve kötüye kullanımdan korumakla ve bu amaçla gereken her türlü önlemi almakla yükümlüdür. Madde 35 Çocukların satışa, kaçırmaya ve fuhuşa konu olmalarını önlemek üzere her tür çabayı göstermek devletin görevidir. Madde 36 Taraf devletler, çocuğu esenliğine zarar verebilecek başka her türlü sömürüye karşı korurlar. Madde 37 Hiçbir çocuk, işkenceye, zalimce davranışlara ya da cezaya, yasa dışı tutuklamaya tabi tutulamayacak ve keyfi biçimde özgürlüğünden yoksun bırakılamayacaktır. Madde 38 Devlet, 15 yaşından küçük hiçbir çocuğu askere alamaz ve çocukların savaştan korunmaları için her türlü önlemi alır. Madde 39 Devlet; ihmal, sömürü, işkence, her türlü zalimce, insanlık dışı veya aşağılayıcı muamele, ceza uygulaması ya da savaş nedeniyle mağdur olan çocukların sağlıklarına yeniden kavuşturulmaları ve toplumla bütünleşmelerini sağlama amacı ile uygun önlemler almakla yükümlüdür. Madde 40 Ceza yasasını ihlal ettiği öne sürülen ve bu nedenle suçlanan ya da yasayı ihlal ettiği kabul edilen her çocuk saygınlık ve değer anlayışını geliştiren, yaş durumunu gözeten ve toplumla yeniden bütünleşmesini hedefleyen tarzda muamele görme hakkına sahiptir. Devlet, çocuğa temel güvencelerin yanı sıra, kendini savunması için her türlü yardımı ve konunun adil bir duruşma ile gecikmeksizin karara bağlanmasını sağlayacaktır. Madde 41 Eğer devletin yürürlükteki yasa hükümleri, çocuk haklarının gerçekleştirilmesi bakımından bu sözleşmede yer alanlardan daha üstün standartlara sahipse, o hükümler geçerli olacaktır. Madde 42 Devletin bu sözleşmede yer alan hakların, uygun ve etkili araçlarla yetişkinler ve çocuklar tarafından yaygın biçimde bilinmesini sağlama yükümlülüğü vardır. ÖZLÜ SÖZLER – Akıllı bir adam, ancak bir şekilde hareket edebilir. Hayatta tam zevk ve mutluluk, ancak gelecek kuşakların şerefi, varlığı, mutluluğu için çalışmakta bulunabilir. M. Kemal ATATÜRK – Çocuğun aynası, anne ve babasıdır. Bu aynada hep güzel şeyler görmelidir. F. BAYÜLKEN – Tay at olunca, at dinlenir; çocuk adam olunca ata dinlenir. Kaşgarlı Mahmut – Çocuk yuvanın saadetidir. Çocuğu olan, onunla çocuk gibi olmalıdır. Çocukların eleştiriden çok örneğe ihtiyaçları vardır. Sabah, günün habercisi olduğu gibi, çocuk da kişinin habercisidir. John Milton – Çocuğa bıraktığın ad, babanı utandırmasın. Baraccio – Dünyada insanın en önemli işi, yüz ağartıcı çocuklar yetiştirmektir. B. Russell – Çocuğa dilini tutmasını söyle; bak, konuşmayı nasıl da hızlı öğrenir. Franklin – Çocuğa kendiliğinden bir şeyler yapma özgürlüğü vermemekle onu korkak bir köle yapıyoruz. Montaigne – Çocuklar donmamış beton gibidir, üzerlerine ne düşerse iz yapar. Haim Jinott – Çocukları iyi yapmanın yolu onları sevindirmektir. Oscar Wilde – Çocuksuz yaşayan, niçin yaşadığını bilmez. Alman atasözü ÇOCUKTAN ANNE BABAYA MEKTUP Bütün duygu ve düşüncelerimi dile getirebilseydim, size şunları söylemek isterdim Deneme ile öğrenirim. Bana oyunda, arkadaşlıkta ve uğraşılarımda özgürlük tanıyın. Beni her yerde, her işimde, koruyup kollamaya çalışmayın. Davranışlarımın sonuçlarını kendim görürsem daha iyi öğrenirim. Kendi işimi kendim görmeye alıştırın. Büyüdüğümü başka nasıl anlarım? Büyümeyi çok istiyorsam da ara sıra yaşımdan küçük davranmaktan kendimi alamıyorum. Bunu önemsemeyin. Ama siz beni şımartmayın. Hep çocuk kalmak isterim sonra. Her istediğimi elde edemeyeceğimi biliyorum. Ancak siz verdikçe almadan edemiyorum. Bana yerli yersiz söz de vermeyin. Sözünüzü tutmayınca sizlere güvenim azalıyor. Bana kesin ve kararlı davranmaktan çekinmeyin. Yoldan saptığımı görünce beni sınırlayın. Koyduğunuz kurallar ve yasakların hepsini beğendiğimi söyleyemem. Ancak, hiç kısıtlanmayınca ne yapacağımı şaşırıyorum. Tutarsız davrandığınızı görünce hem bocalıyor, hem de bundan yararlanmadan edemiyorum. Beni dinleyin. Öğrenmeye en yakın olduğum anlar, soru sorduğum anlardır. Açıklamalarınız kısa ve açık olsun. Öğütlerinizden çok davranışlarınızdan etkilendiğimi unutmayın. Beni eğitirken ara sıra yanlışlar yapabilirsiniz. Bunları çabuk unuturum. Ancak birbirinize saygı ve sevginizin azaldığını görmek beni yaralar ve sürekli tedirgin eder. Çok konuşup çok bağırmayın. Yüksek sesle söylenenleri pek duymam. Yumuşak ve kesin sözler bende daha iyi izler bırakır. “Ben senin yaşında iken…” diye başlayan sözleri hep kulak ardına atarım. Küçük yanılgılarımı büyük suçmuş gibi başıma kakmayın. Beni, korkutup sinirlendirerek, suçluluk duygusu aşılayarak usandırmaya çalışmayın. Yanlış davranışım üzerinde durup düzeltin. Ceza vermeden önce beni dinleyin. Suçumu aşmadığı sürece cezama katlanabilirim. Beni yeteneklerimin üstünde işlere zorlamayın. Ama başarabileceğim işleri yapmamı bekleyin. Başarmam için beni destekleyin. Hiç değilse çabamı övün. Bana güvendiğinizi belli edin. Beni başkalarıyla karşılaştırmayın; umutsuzluğa kapılırım. Benden yaşımın üstünde olgunluk beklemeyin. Bütün kuralları birden öğretmeye kalkmayın. Bana süre tanıyın. Yüzde yüz dürüst davranmadığımı görünce ürkmeyin. Beni köşeye sıkıştırmayın, yalana sığınmak zorunda kalırım. Sizi çok bunalttığım sırada bile soğukkanlılığınızı yitirmeyin. Kızgınlığınızı haklı görebilirim, ama beni aşağılamayın. Hele başkalarının yanında onurumu kırmayın. Unutmayın ki ben sizi yabancıların yanında güç durumlara düşürebilirim. Bana haksızlık ettiğinizi anlayınca açıklamaktan çekinmeyin. Özür dileyişiniz size olan sevgimi azaltmaz; tersine, beni size daha çok yakınlaştırır. Aslında ben sizleri olduğunuzdan daha iyi görüyorum. Bana kendinizi yanılmaz ve erişilmez göstermeye çabalamayın. Yanıldığınızı görünce üzüntüm büyük olur. Biliyorum arasıra sizi üzüyor, belki de düş kırıklığına uğratıyorum. Bana verdiklerinizin yanında benden istediklerinizin çok olmadığını da biliyorum. Yukarıda sıraladığım istekler size çok geldiyse bir çoğundan vazgeçebilirim; yeter ki beni ben olarak seveceğinize olan inancım sarılmasın. Benden “örnek çocuk” olmamı beklemezseniz, ben de sizden kusursuz ana baba olmanızı beklemem. Sevecen ve anlayışlı olmanız bana yeter. Sizin çocuğunuz olarak doğmak elimde değildi. Ama seçme hakkım olsaydı, sizden başka kimsenin çocuğu olmak istemezdim! Sevgiler Çocuğunuz “Prof. Dr. Atalay Yörükoğlu nun kitabından alınmıştır.” BEBEKLERİN ULUSU YOK İlk kez yurdumdan uzakta yaşadım bu duyguyu Bebeklerin ulusu yok Başlarını tutuşları aynı Bakarken gözlerinde aynı merak Ağlarken aynı seslerinin tonu Bebekler çiçeği insanlığımızın Güllerin en hası, en goncası Sarışın bir ışık parçası kimi Kimi kapkara üzüm tanesi Babalar, çıkarmayın onları akıldan Analar, koruyun bebeklerinizi Susturun, susturun söyletmeyin, Savaştan, yıkımdan söz ederse biri. Bırakalım sevdayla büyüsünler Serpilip gelişsinler fidan gibi Senin, benim, hiç kimsenin değil Bütün bir yer yüzünündür onlar Bütün insanlığın gözbebeği İlk kez yurdumdan uzakta yaşadım bu duyguyu Bebeklerin ulusu yok Bebekler çiçeği insanlığımızın Ve geleceğimizin biricik umudu. ATAOL BEHRAMOĞLU BİZ YARININ BÜYÜKLERİ Bir güneşiz yarınlara, Sevgi yazdık alınlara, Açılmışız ufuklara, Amacımız hep ileri, Esmer, sarı, beyaz, zenci, Biz yarının büyükleri. Bin hayat var çalışmakta, Bin sevinç var başarmakta, Bir çiçeğiz şu toplumda, Amacımız hep ileri, Esmer, sarı, beyaz, zenci, Biz yarının büyükleri. Kalpte sevgi, çıktık yola, Barışçıyız hep kol kola, Tüm çocuklar mutlu ola, Amacımız hep ileri, Esmer, sarı, beyaz, zenci, Biz yarının büyükleri. UYANIN ÇOCUKLAR Sabah, uyanır çocuklar Pencereyi açarlar, Ve günü boyarlar, Gözlerinin rengine Güneşe koşarlar… Sabah, uyanır çocuklar Uçurtma uçururlar, Mavi göğün içine Sıcacık sevgilerle Zamanı unuturlar… Gözlerim çocuk, Ellerim çocuk, Yüreğim çocuk, Çocuk olurum sabahları Uyanın çocuklar… TÜRK ÇOCUKLARIYIZ Alın açık başlar dik, Yurtta yavru arıyız. Göğüs kalkan, kol çelik Biz Türk çocuklarıyız. Bizi kimse yenemez, Yüce bayrak inemez; Hür sesimiz dinemez, Biz Türk çocuklarıyız. Düşmanıyız yatanın, Kuvvetiyiz vatanın, Yolundayız Ata’nın, Biz Türk çocuklarıyız. Özgürlük, ulus, vatan; Damarda bunlar atan, Yurda şeref, şan katan, Biz Türk çocuklarıyız. MİNİ MİNİ ÇOCUKLARIMIZ Evimizin çiçekleri, Mini mini çocuklarız. Fıkır fıkır, neşe dolu, Mini mini çocuklarız. Kıpır kıpır gülüşümüz, Evimize neşe saçar. Gözlerimiz ışıl ışıl, Mutluluğa kapı açar. Bir değerli hediyeyiz, Babamıza, annemize. Cıvıl cıvıl sözlerimiz, Bir şarkıdır evimize. Çevremize kucak kucak, Hoşgörüyü biz taşırız. Sevgi katıp yüreklere, Mutluluğu yaşatırız. Siyah, beyaz ve sarışın, Mini mini çocuklarız. Saygı, sevgi ve barışın, Armağanı çocuklarız. EY ÇOCUK !… Ey çocuk! Minicik yüreğin Koklanasıdır tenin Bilirim kırılgan bedenin Henüz dolmamış iliklerin Ne kadarda masum bakar Işıl ışıl göz bebeklerin. Ey Çocuk! Korkutmasın seni Biz büyüklerin heybeti Nasırlaşmış yüreklerle Hayata yenik bak gözleri Senin yerinde olmak inanki Hepsinin tek dileği. Ey Çocuk! Yüreğinde sevgi büyüt Bakışında umut taşı Sen geleceğin teminatı Yaşamın en renkli çiçeği Gülüşünde güneşler yüklü Gül ki barış kucaklasın evreni. DÜNYA ÇOCUKLARI Yaşamak gerekiyorsa eğer, Bir çocuk oyunu kadar renkli olsun. Dünyayı kardeşlik dallarında, Uçan kuşlar doldursun. Sen dargınlık ağacı barış ve yemiş ver. Birleşiniz bütün dünya çocukları, Kalp kırılmadıkça sürüp gider oyun. Yorulunca bir dost sesiyle uyuyun, Sabah, kalbinize örtsün şafakları&8230; Tanrım yorgunluktan koru bu ayakları, Bu küçük ayaklar böyle hep beraber Oraya, o kardeş bayramına gider Kucaklaşır bütün dünya çocukları. DÜNYA ÇOCUK GÜNÜ Dünya çocuk gününde, Neşeliyiz hepimiz. Bizi mutlu yapana, Çok teşekkür ederiz. Evet bugün küçüğüz, Yarın büyüyeceğiz. Sizin işlerinizi, Bizler yürüteceğiz. “Çocuk umuttur” diye, Büyük Ata’ma minnet! Bekliyoruz sizlerden, Himaye, sevgi, şefkât. ÇOCUKLUĞUM Affan Dede’ye para saydım Sattı bana çocukluğumu Artık ne adım var ne yaşım Bilmiyorum kim olduğumu Hiçbir şey sorulmasın benden Haberim yok olan bitenden Bu bahar havası bu bahçe Havuzda su şırıl şırıldır Uçurtmam bulutlardan yüce Zıpzıplarım pırıl pırıldır Ne güzel dönüyor çemberim Hiç bitmese horoz şekerim ÇOCUKLARIMA Diyelim ıslık çalacaksın ıslık Sen ıslık çalınca Ne ıslık çalıyor diye şaşacak herkes Kimse çalamamalı senin gibi güzel Örneğin kıyıya çarpan dalgaları sayacaksın Senden önce kimse saymamış olmalı Senin saydığın gibi doğru ve güzel Hem dalgaları hem saymasını severek De ki sinek avlıyorsun sinek En usta sinek avcısı olmalısın Dünya sinek avcıları örgütünde yerin başta Örgüt yoksa seninle başlamalı Say ki hiçbir işin yok da düşünüyorsun Düşün düşünebildiğince üç boyutlu Amma da düşünüyor diye şaşsın dünya Sanki senden önce düşünen hiç olmamış Dalga mı geçiyorsun düşler mi kuruyorsun Öyle sonsuz sınırsız düşler kur ki çocuğum Düşlerini som somut görüp şaşsınlar Böyle bir dalgacı daha dünyaya gelmedi desinler Dünyada yapılmamış işler çoktur çocuğum Derlerse ki bu işler bir şeye yaramaz De ki bütün işe yarayanlar İşe yaramaz sanılanlardan çıkar ÇOCUKLAR OLMASAYDI Çocuklar olmasaydı Böylesine sevmezdim yaşamı Böylesine umutlanmazdım Böylesine sevinç sarmazdı yüreğimi Böylesine dayanmazdım acıya Böylesine şiirler yazmazdım… Çocuklar olmasaydı, Analar bu kadar güzel olmazdı… ÇOCUKLAR KARDEŞ OLDU MU? Daha bir ballanır uyku Çocuklar kardeş oldu mu Barışır artık kurt kuzu Çocuklar kardeş oldu mu Düşler denizine doğru Mutluluk bin yelken açar Her yürek bir altın pınar Çocuklar kardeş oldu mu Daha bir ışıldar akarsu Çocuklar kardeş oldu mu Kucaklaşır batıyla doğu Çocuklar kardeş oldu mu Ne açlık kalır ne korku Korudaki fidanlar gibi Sevip sevip birbirini Çocuklar kardeş oldu mu ÇOCUKLAR Kulak verin seslere, Bak ne diyor çocuklar. İçerdeki tasayı, Yok ediyor çocuklar. Taşırlar ünümüzü, Açarlar önümüzü, Karanlık günümüzü, Ak ediyor çocuklar. Güldürürler yüzleri, Yaş görmesin gözleri, Kaderdeki azları, Çok ediyor çocuklar. Sesleri gönüllerde, Yükselir perde perde, Başımızı her yerde, Dik ediyor çocuklar. Artarlar sayı sayı, Olurlar teyze, dayı, Ak yüzle yaşamayı, Hak ediyor çocuklar. ÇOCUK Çiçek olur açılır, Koku olur saçılır, Ondan vaz mı geçilir? Çocuk evin şenliği, Yurdun egemenliği. Kuş olur dalımızda, Tat olur balımızda, Ak akçe elimizde. Çocuk evin şenliği, Yurdun egemenliği. Çocuk baş tacımızdır, Şifa ilacımızdır, Tükenmez gücümüzdür. Çocuk evin şenliği, Yurdun egemenliği, DÜNYAYI BİZE VERSELER Neler yaparız, neler, Yeni baştan yaratırız Sevgiyle donatırız, Bayram olur, bütün günler. Dünyayı bize verseler… Kara, sarı, ak, Kızılderili demeden, Biz çocuğuz, anlaşırız. Sevgiyi paylaşırız, Gerçek dostluk yaratırız, Neler yaparız neler, Dünyayı bize verseler… Doğayı çiçeklerle donatırız, Bütün silahları oyuncak yaparız, Güzel bir dünya onları da etkiler, Savaşmaz büyükler. Sonsuz barışı sağları, Dünyayı bize verseler… Neler yaparız, neler, Yeni baştan yaratırız, Sevgiyle donatırız, Bayram olur, bütün günler, Dünyayı bize verseler… MAVİ IŞIK Sen bir çiçeksin, Annen saksı. Azıcık hastalansan, Odalar yaslı. Sevincimiz, üzüntümüz, Hep sana bağlı. Senden gelir gücümüz, Doğan güne karşı. Bizim çocukluğumuz, Karanlık, paslı. Sen güneşlerde yaşa, Altın saçlı! Gökten düşen mavi ışık, Mavi ışıklarda dünya. Evlerin yaşaması, Sen olunca. Dünya Çocuk Günü Dökümanları Etiketler çocuk, Dünya Çocuk Günü, Ekim Ayının ilk pazartesi, özlü sözler, şiirler, sözleşme, yazı Eklenme Tarihi 28 Ağustos 2013

20 kasım dünya çoçuk hakları günü etkinlikleri okul öncesi