Antibiyotikkullanımı ve antibiyotik direnci. Güncel veriler, Avrupa Birliği çapında dirençli bakteriler tarafından enfekte edilen hasta sayısının arttığını ve antibiyotik direncinin halk sağlığı için birincil tehdit haline geldiğini göstermektedir. Dünya Sağlık Örgütü’nün 2019 yılında dünyanın karşılaşacağı 10 büyük problemi olarak belirlediği
DoğalAntibiyotik haberleri, güncel son dakika gelişmeleri ve bugün yer alan son durum bilgileri için tıklayın! Doğal Antibiyotik ile ilgili tüm, video,
Bazıantibiyotiklerin kullanımı, anne ve bebek sağlığında ciddi olumsuzluklara yol açabilir. Bu nedenle idrar yolu enfeksiyonları ya da farenjit gibi durumlarda dahi antibiyotik kullanırken dikkatli olmak gerekir. Gebelikte kullanılması riskli olan antibiyotik türleri şöyledir: Tetrasiklin, Minosiklin, Doksisiklin,
Antibiyotiklerkaraciğerdeki östrojen metabolizmasını. hızlandırabilir ve bu durum kan akışındaki östrojeni azaltabilir. Östrojen yumurtlamanın ilk. koşulu olduğu için ve antibiyotik sebebiyle östrojen azaldığı için, regl döngünüz gecikebilir ya. da hiç olmayadabilir. Antibiyotikler, bağırsaklardaki kötü bakterileri
Tezer şunları aktardı: "Antibiyotikler, bağırsakların doğal dengesini bozar. Bunun sonucunda da ishal, bulantı, şişkinlik gibi sindirim sistemi sorunları ortaya çıkabilir
UWav. Covid-19 aşı uygulaması hızla devam ederken aş ile ilgili pek çok konu merak ediliyor. "Adetliyken Regl iken covid aşısı olunur mu" sorusu da araştırılan konulardan biri. Aşı sırası gelen kadınlar adetliyken covid aşısı olmanın etkilerini merak ediyor. İşte uzmanından aşı ile ilgili en çok merak edilen soruların yanıtları…Adetliyken Regl iken aşı olunur mu?Adetliyken aşı olma konusunda tereddüt yaşayan kadınlar, covid aşısının bu özel dönemde vücuda herhangi bir etkisinin olup olmadığını merak ediyorlar. Göğüs Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Hande İkitimur konuyla ilgili, “Regl döneminde aşı olunabilir. Eğer kişiler başka bir nedenle antibiyotik ya da ilaç kullanıyorsa, doktorunun onayı ile de aşı olabilirler. Bu gibi durumlar aşı olmaya engel değildir” açıklamasında sonrası yapılması ve yapılmaması gerekenler nelerdir?BioNTech aşısının alerji tetikleyen bir yapısı olduğunu hepimiz biliyoruz, eğer kişinin alerjik bir durumu varsa doktora danışması gerekmektedir. Doktora ulaşılamayan durumlarda ise aile hekimi yerine hastanelerde aşı yaptırılması önerilmektedir. Hastanede aşı olunduğu takdirde, acilin çok yakın olması sebebiyle çok erken vakitte müdahale edebilme şansı bunlara ek olarak, alerjisi olan kişiler aşıdan sonra yarım saat kadar hastane çevresinde beklerlerse herhangi bir reaksiyonda hemen acile başvurabilirler, çünkü akut alerjiler yarım saat içinde kendilerini göstermektedirler. Aşılar genellikle 2 doz olması sebebiyle, ilk aşıda alerjik reaksiyon yaşandıysa o zaman alerji uzmanına mutlaka danışmalı ve ikinci aşı doktorunuzun tetkikleri sonrası olunmalıdır. Ancak yine de mutlaka aşı sonra oluşabilecek hangi durumlarda hastaneye başvurulmalıdır?BioNTech aşısı sonrası ilk 48 saat içinde grip veya nezle geçirme gibi semptomlar görülebilmektedir. Bu semptomlar yaygın vücut ağrısı, halsizlik ve bazen ateşlenme olarak sıralanabilir. Ateş 38-39 derecelere yükselebiliyor ancak ateş düşürücüler ile hafifletilebiliyor. Tüm COVID-19 benzeri dediğimiz semptomlar 48 saat sonra kayboluyor. Dolayısıyla 24 – 48 saatlik süreyi, bu semptomların görebileceğiniz ihtimalini de bilerek geçirmeniz sıvı alınarak ve dinlenerek bu süreyi geçirmekte fayda var. Ancak 48 saat sonrasında semptomlarınız geçmediyse ve daha da arttıysa o zaman bir doktora başvurulmalıdır. Aşı olunduğu sırada altta yatan bir hastalık var mıydı araştırmamız gerekir.
Gizlilik HakkındaBu web sitesi, size mümkün olan en iyi kullanıcı deneyimini sunabilmemiz için çerezler kullanır. Çerez bilgileri tarayıcınızda saklanır ve web sitemize döndüğünüzde sizi tanımak ve ekibimizin web sitesinin hangi bölümlerini en ilginç ve yararlı bulduğunuzu anlamasına yardımcı olmak gibi işlevleri yerine getirir.
Anasayfa » Kadın » Adetliyken Kan Tahlili Verilir mi? Adet Döneminde Kan Testi ve Kan BağışıHerhangi bir sağlık sorununun tespiti için kan tahlili yaptırmak zorunda olabilirsiniz veya kan bağışı yapmak isteyebilirsiniz. Peki ama bu dönem regl periyodunuza denk gelmişse ne yapacaksınız? İşte, adet döneminde kan vermekle ilgili merak edilen detaylar…Herhangi bir sağlık sorunu nedeniyle sağlık kuruluşuna gittiğinizde, doktorunuz kan değerlerinizi görmek için basit bir kan testi isteyebilir. Diğer yandan, sağlıklı yetişkin bir bireyseniz kan bağışı yapmak isteyebilirsiniz. Her iki prosedür de basit birkaç işlemden ibarettir. Peki ama adetliyseniz ne yapacaksınız? Adet kanaması kan tahlili değerlerinde değişiklik yapar mı? Adetliyken kan vermek riskli mi? Hep birlikte inceleyelim…Adetliyken Kan Bağışı Yapabilir miyim?Adetliyken kan bağışı yapmanızda sakınca yoktur ancak çok yoğun geçen ağır regl dönemi olan kadınsanız, menstrüasyonun bitmesi için birkaç gün daha beklemenizde fayda var. Bunun nedeni, herhangi bir kan kaybının vücudunuzdaki demir seviyesini azaltabilmesi ve potansiyel olarak kendinizi iyi hissetmeyecek dışında, adet kanamanız yoğun değilse kan verebilirsiniz. Kan bağışı yapmak, adet gününüzü değiştirmez veya kan miktarınızı ekstra azaltmaz. Çünkü, adet kanınız ile bağış yaptığınız kanın alakası yoktur. Ayrıca, kadınlar her 16 haftada bir yılda 3 kez kan bağışı yapabilirler. Erkeklerin ise kanlarında daha çok hemoglobin bulunduğundan her 12 haftada bir kan Tahlil İçin Kan Verebilir miyim?Adet döneminizde kan tahlili yaptırabilirsiniz. Aşırı yoğun bir adet kanamanız yoksa, tahlil sonuçlarını etkileyecek bir değişikliğe neden olmaz. Tabii burada kan tahlilini ne için yaptırdığınız da önemlidir. Örneğin, kanınızdaki şeker oranını ölçtürmek için test yaptırıyorsanız herhangi bir sorun olmayacaktır ancak hormon değerleri için kan tahlili yaptırıyorsanız nadiren de olsa sağlıklı sonuç görülmeyebilir. Tüm bunlarla birlikte, çok yoğun adet kanaması olması dışında bu dönemde kan tahlili yapılabileceği konusunda çoğu uzman kan bağışı yapılabilir ve tahlil için kan verilebilir. Her iki koşulda da en önemli kriter adet döneminizde kanamanızın çok yoğun olup olmadığıdır. Yoğun adet döneminde kan bağışında bulunmak kendinizi iyi hissetmemenize neden olabilir. Aşırı kanamanın olduğu dönemde kan tahlili yaptırmak ise hormonal tahliller gibi bazı test türlerinde sağlıklı sonuç vermeyebilir. Yoğun regl kanaması olan bir kadınsanız, kan vermek için döneminizin bitmesini veya son günlerini beklemeniz en sağlıklı karar olacaktır.
Giriş Tarihi 1233 Son Güncelleme 1436 Antibiyotik kullanımının bağırsaklarda yaşayan yararlı bakterilerin sayısının azalmasına, yararlı ve zararlı bakteriler arasındaki dengenin değişmesine yol açabileceğinin altını çizen uzmanlar bu noktada doğru beslenmenin son derece önemli olduğunu hatırlatıyor. Antibiyotiklerin her tür soğuk algınlığı durumunda hekime danışılmadan kullanılmasının sıkça yapılan hatalardan biri olduğunu hatırlatan uzmanlar gereksiz antibiyotik kullanımının sağlığı olumsuz etkileyebileceğine ve antibiyotik direncine yol açabileceğinin de altını çiziyor. Uzmanlar, bu nedenle antibiyotiklerin mutlaka hekim kontrolünde kullanılması gerektiğini belirtiyor. İşte Antibiyotik kullanırken beslenmede dikkat edilmesi gereken noktalara ilişkin önemli bilgiler... Herhangi bir bakteriyel enfeksiyonu önlemek için kullanılan antibiyotikler, bağırsaklarda yaşayan diğer bakterilerin de sağ kalımlarını etkileyebiliyor. Antibiyotik kullanımı böyle bir durum neden olduğunda genellikle mide bulantısı, ishal, iştah kaybı gibi gastrointestinal belirtiler ortaya çıkabiliyor. Antibiyotik kullanırken yan etkilerin azaltılması ve antibiyotik tedavisi sonrası bağırsaklardaki bakteri dengesinin geri kazanılması son derece önemli. Antibiyotik kullanımı sırasında yeterli ve dengeli beslenmenin yan etkileri önlemeye ve iyileşme sürecinin hızlanmasına yardımcı olabileceğinin altı çiziliyor. Antibiyotik kullanımı sırasında ve sonraki dönemde özellikle probiyotik ve prebiyotikler, K vitamini, posa ve liften zengin besinler büyük önem taşıyor. PROBİYOTİK ZENGİNİ BESİNLER Antibiyotik kullanımının bir sonucu olarak bağırsaklardaki yararlı bakterilerinin sayısı azaldığı için zararlı organizmalar çeşitli sorunlara yol açabiliyor. Bu nedenle antibiyotik kullanımı söz konusu olduğunda, probiyotik besinlerin de tüketilmesi öneriliyor. Probiyotik bakterilerden laktik asit bakterilerini içeren yoğurt, peynir, kefir, tarhana ve turşu gibi fermente besin tüketimi, antibiyotik kullanımı sonrası değişen bakteri dengesinin yeniden kazanılması ve yan etkilerin azaltılmasında etkili olabiliyor. Prebiyotikler bağırsaklardaki probiyotiklerin besinidir ve sindirilmeyen besin bileşenleridir. Dolayısıyla bağırsaklarda canlı bakterilerin sağlık etkilerinden faydalanabilmek için beslenmede prebiyotik besin kaynaklarına da yer verilmesi gerekiyor. Hindiba, enginar, yulaf, soğan, muz ve kuşkonmaz gibi prebiyotik besinler, probiyotik besinlerle birlikte tüketildiğinde antibiyotik kullanımı sonrasında bağırsaklardaki dengeyi geri kazanmaya yardımcı olabiliyor. K vitamini Bazı bağırsak bakterileri vücutta kanın pıhtılaşmasında görev alan K vitaminini üretir. Antibiyotik kullanımı bağırsaktaki bakteri dengesini bozduğu için uzun süreli antibiyotik kullanımlarında K vitamini eksikliği de görülebiliyor. Antibiyotik kullanımında ve sonraki dönemde iyi bir K vitamini kaynağı olan koyu yeşil yapraklı sebzelerden zengin besinler tüketilmesi faydalı oluyor. Posa/Lif Posadan zengin besinler antibiyotiklerin vücutta kullanımını etkileyebiliyor. Besin öğesi-ilaç etkileşimi olmaması için antibiyotik aldıktan hemen sonra meyve ve sebzeler gibi posa içeriği yüksek besinlerin tercih edilmemesi öneriliyor. Ancak antibiyotik tedavisi tamamladıktan sonra, posa ve liften zengin beslenmek yararlı bakterileri geri kazanmaya ve sindirim sistemini desteklemeye yardımcı oluyor.
Şifa bulmak için içtiğiniz ilaçlarla işe yaramıyor, aksine daha da kötü oluyorsanız dikkat! Bazı besinlerin ilaçlarla etkileşime girerek etkisini azalttığını söyleyen uzmanlar, bu konuda önemli uyarılarda bulunuyor. Hastane Derindere İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Ergün Kasapoğlu, "Sağlık ararken hastanelik olabilirsiniz" diyor. Dr. Kasapoğlu, ister sürekli olsun isterse kısa süreli, ilaç kullananlara hassasiyet göstermeleri gereken besinleri şöyle sıralıyor... Greyfurt Bilinen 50'den fazla ilacın etkisini kaybetmesine neden olabilen greyfurt, 'ilaçlarla birlikte içildiğinde yarar yerine zarara neden olabilir' denildiğinde ilk akla gelen besindir. Süt İçerdiği kalsiyum, magnezyum gibi minerallerle vücudun belli antibiyotikleri işlemden geçirmesini zorlaştırabilir. Meyankökü İster sindirime yardımcı olmak için, isterse bitkisel çare olarak veya yemeklere lezzet katmak için; meyan kökünü dikkatli kullanmanız gerekir. Çünkü meyan kökündeki kimyasallar özellikle organ nakli sonrası kullanılan ilaçları kişinin vücudunun reddetmesine yol açabilir. Demir desteği Demir eksikliği için kullanılan takviyeler, tiroit tedavisi gören kişilerde problem yaratabilir. Demir takviyesine ihtiyacınız varsa, hekiminizle konuşarak tiroit ilaçlarınızın zamanlamasını değiştirin. Kahve Sakinleştirici ilaçların içerdiği etken maddeye göre bazı hastalarda ilaç etkilerini zayıflatırken, bazı hastalarda ilaçların yan etkilerini artırabilir. Bu yüzden ilaç içtikten hemen sonra kahve tüketmeyin. Antihistaminikler Alerjilerin neden olduğu hapşırık ve burun akıntılarını gidermek için kullanılan antihistaminikler yüksek tansiyon ilaçlarının etkisini azaltarak, kalp atışını hızlandırabilir. K vitamini Kan akışını düzenlemek ve kan sulandırmak amacıyla aldığınız ilaçların yanı sıra tüketeceğiniz K vitamini takviyeleri ya da brokoli, Brüksel lahanası, lahana, maydanoz ve ıspanak gibi besinler ilaçlarınızın etkisini azaltır. Sarı kantaron Depresyonda olanların kullandığı sarı kantaron gibi bitkisel ilaçlar, doktorun verdiği hapların etkisini azaltarak karaciğer enzimlerinizin değerlerini etkileyebilir. Bu da büyük bir sorun demektir. Hangi bitkisel ilaç olursa olsun kullanmadan önce mutlaka doktorunuza danışmanız gerekir. Ginkgo Biloba Bazı insanlar, yüksek tansiyon, demans, kulak çınlaması gibi problemleri gidermek için Ginkgo Biloba adlı bitkisel takviyeden yararlanabilir. Ancak bunun net olarak olumlu bir etkisinin olduğunu kanıtlayan hiçbir araştırma yoktur. Aksine bitkisel takviyelerin gereğinden fazla tüketimi, mevcut kullandığınız ilaçların etkilerini zayıflatabilir.. DOKTORUN ÖNERDİĞİ DOZDA KULLANIN İlaçların sadece yüzde 50'sinin reçete edildiği gibi alındığını söyleyen Dr. Ergün Kasapoğlu, "İnsanlar çoğunlukla ihtiyaç duyduklarından daha az, rastgele zamanlarda ilaçlarını alır veya dozlar arasında büyük boşluk bırakır. Bütün bu yanlış yaklaşımlar ilaçların etkilerini zayıflatır" dedi. Dr. Kasapoğlu, hastalık halinde doktora danışılmadan hiçbir ilaç kullanılmaması gerektiğini vurguladı. ÇİKOLATA Özellikle bitter çikolata, uyumanıza yardımcı olmak amacıyla verilen bazı sakinleştirici ilaçların etkisini azaltırken, bazı uyarıcı ilaçların gücünü artırabilir. Depresyon tedavisi sırasında gereğinden fazla tüketilen çikolata tansiyonunuzun yükselmesine neden olabilir...
adetliyken antibiyotik kullanılır mi uzman tv