fFWiPuv. Error 522 Ray ID 739975f0d91bb96e • 2022-08-12 131237 UTC AmsterdamCloudflare Working What happened? The initial connection between Cloudflare's network and the origin web server timed out. As a result, the web page can not be displayed. What can I do? If you're a visitor of this website Please try again in a few minutes. If you're the owner of this website Contact your hosting provider letting them know your web server is not completing requests. An Error 522 means that the request was able to connect to your web server, but that the request didn't finish. The most likely cause is that something on your server is hogging resources. Additional troubleshooting information here. Cloudflare Ray ID 739975f0d91bb96e • Your IP • Performance & security by Cloudflare
Sol Ayağım – Christy Brown Sol Ayağım Kitabı Hakkında Bilgiler Sol Ayağım Kitap Özeti Sol Ayağım – Christy Brown Sol Ayağım Kitabı Hakkında Bilgiler Kitabın adı Sol Ayağım Orijinal adı My Left Foot Kitabın yazarı Christy Brown Sol Ayağım Olayın geçtiği yer Dublin Sol Ayağım Zamanı Geçmiş Zaman Sol Ayağım Kitabı Ana fikri Çocuklar arasındaki dayanışmanın, sıkı bir arkadaşlığın gücüyle yaşamın zorluklarını alt etmenin güzel bir örneğini vermektedir. Azmin elinden hiçbir şey kurtulmaz. Hayata olan bağlılığımız ve kendimize olan inancımızla imkânsız gözüken pek çok şeyi başarmamız mümkündür. Sol Ayağım Kitabı Konusu Sol ayağım kitabı, bir oto biyografi çalışmasıdır. Beyin felci geçiren İrlandalı yazar, ressam ve şair Christy Brown beyin felci geçirerek doğmuş, dünyaya geldiğinde Sadece sol ayak parmaklarını kımıldatabilen özürlü ve engelli bir çocuktur. Hayatı idame ettirebilmek için okumayı öğrenmek, bazı şeyleri kendi kendine yapabilmek için bazı zorlukları aşmak zorundadır. Eser beyin felçli olarak dünyaya gelen yazarın yaşadığı zorlukları ve iradesi ile üstesinden gelebildiği güçlükleri konu edinmektedir. Uçan Sınıf Kitabı Karakterler CHRİSTY Irlandalı, beyin felçli doğmuş ve sadece sol ayağını kullanabiliyor . Kitabın ana biridir BAYAN BROWN Christy’nin annesidir. Christy’e hayatı boyunca en iyi bakan kişidir. BAY BROWN Christy’nin babasıdır. Duvar işleriyle uğraşmaktadır. MONA Christy’nin kiz kardeşidir. Her zaman dışarıda dolaşır. TONY Christy’nin ağabeyidir. Ailenin en yaramazıdır. PADDY 23 çocuğun en büyüğüdür. KATRİANA DELAHUNT Christy’e hep yardım eder. Çok güzeldir. DR. WARNANTS Christy’i çocukluğundan beri takip eden doktordur ve onu iyileştirmeye çalışan kişidir. Sol Ayağım Kitap Özeti İrlandalı yazar Christy Brown’un dünyanın en iyi otobiyografi kitaplarından bir tanesi olan Sol Ayağım otobiyografiden öteye daha çok motive edici mükemmel bir kişisel gelişim kitabı da diyebiliriz. Christy Brown’un gerçek hayat hikayesini ve mücadelesini okudukça hayata olan bakışınız değişiyor ve başarmak istediğiniz hedefler gözünüzde daha erişilebilir hale geliyor. Sol Ayağım romanı 16 kısa bölümden oluşuyor ve her bölüm Christy Brown’un hayatından bir macera sunuyor. Beyin felci ile doğan ve bu yüzden doktorların zihinsel özürlü olduğu ve fazla yaşamayacağını düşündüğü Christy Brown’un farklı bir çocuk olduğu annesi keşfediyor. Doktorların ne dediğini umursamadan ve umudunu kaybetmeden oğlu için her şeyi yapıyor. Bunun farkında olan Christy Brown bir süre vücudunu hareket ettiremeden çevresini gözlemleyerek hayatına devam ediyor. Bir gün kız kardeşinin tebeşir ile ödevini yapmasını izlerken içinden bir dürtü ile tebeşiri sol ayağı ile alıp bir şeyler çizmeye başlıyor. Bu annesi dahil herkeste bir şok etkisi yaratır ve annesi ondaki umudu bir kez daha durur. Bunun üzerine annesi ona harfleri öğretmeye karar verir ve Christy Brown ilk olarak sol ayağı ile A harfini yazar. Bir sonraki bölümde Christy Brown sol ayağını kullanarak ve annesinin yardımı ile alfabeyi baştan sona öğrenmesi anlatılıyor. Sol ayağı ile bir şeyler çizmek ve öğrenmek onun hayatında yeni bir sayfanın başlangıcıdır. Christy Brown daha fazlasını ister ve alfabenin ötesinde kelimeleri de öğrenmeye başlar. İlk olarak da annesini yanına çağırır ve ona ilk kelimesini gösterir. Kelime ANNE’dir. Christy Brown hayatını tamamen sol ayağına dayanak yaşamaya devam eder. Fakat onun bağımlı olduğu bir de oyuncağı vardır. O da oyuncak bebek arabasıdır. Onun vasıtası ile birlikte kardeşleri ile her yere gidebilir ve hayatının tadını çıkartabilmektedir. Onu dış dünyaya bağlayan tek şey Hanry adını verdiği oyuncak bebek arabasıdır. Fakat araba eskidir ve bir gün kırılır ve kullanılamayacak hale gelir. Christy’nin hayatı başına yıkılmıştır. Kardeşleri artık onu almadan oynamaya giderler ve o elinden bir şey gelmeden onları öylece izler. Bir süre sonrası annesi Christy’ye yeni bir araba alır fakat hayat artık eskisi gibi değildir. Christy büyümektedir ve çevresinde olanları artık daha iyi algılayabilmektedir. Bir keresinde kendisini aynada görür ve gördüğü pek hoşuna gitmez. Yeni arabasına rağmen Christy artık dışarı çıkmak istemez ve eve daha da kapanır. Yeni yıl gelir ve herkes yeni yıl hediyelerini açar. Christy oyuncak askerler almıştır fakat onun gözü kardeşine hediye edilen boyalara takılır. Onları her şeyden çok ister. Bir gün yalnız başına iken boyaları alır ve boyamaya başlar. Annesi bunu görünce ona yardımcı olur. Christy’nin dünyası bir kez daha değişmiştir. Uzun bir aradan sonra yeniden hayata döndüğünü hisseder. Resim yapmak Christy Brown’un en büyük arzusu haline gelir. Fakat zamanla aşk ile de tanışır. Fakat onun ki umutsuz bir aşktır ve ilk aşk acısını da bu şekilde daha küçükken yaşar. Fakat bundan da vazgeçmez. Mahalledeki Jenny adındaki kıza da aşık olur ve ona bir not gönderir. Notta onun resmini yapmak istediğini söyler ve onu davet eder. Kız buna sevinir ve Christy ile vakit geçirir. Fakat zamanla o da Christy’den uzaklaşır. Beklentileri boşa çıkan Christy tekrardan bir aşk acısı yaşar. Christy zamanla yine içine kapanır. Artık resim yapmak da beklenen etkiyi yapmaz. Karşısına çıkan tedavi imkanlarını kullanmaya başlar. Bir keresinde Fransa’nın yolunu tutar ve kendi gibi bir umut için gelen insanlar ile tanışır. Fakat umduğunu bulamaz. Daha sonra bir doktorun yardımı ile fizik tedaviye başlar fakat bunun karşılığında ondan tek sahip olduğu şeyden vazgeçmesi istenir. Fizik tedavide başarılı olmak için Christy’nin sol ayağını kullanmasını bırakması gerekir. Christy bunu kabul eder ve fizik tedavi başlar. Fakat ev çok küçüktür ve doktor ile Christy rahat çalışamaz. Bunun üzerine yine imdadına annesi yetişir. Zar zor biriktirdiği paralar ile Christy’ye arka bahçede bir ev inşa eder. Annesi yine başarmıştır. Christy bir taraftan tedaviye devam ederken bir taraftan da yeni arayışlar içine girer. Bir gün kardeşi ödev yaparken yazmakta ne kadar zorlandığını görür ve aklına bir fikir gelir. O söyleyecek ve kardeşi onun için yazacaktır. Böylece Christy kitap yazmaya karar verir fakat bir şeyler eksiktir. Bunun üzerine doktorundan yine yardım ister ve doktoru bu kez ona kitap yazmayı öğretir. Böylece Christy kendi otobiyografisini yazmaya başlar. Christy kitabının ilk iki bölümü olan A Harfi ve ANNE’yi tamamlamıştır. Doktorunun da çabası ile bir yardım gecesi düzenlenir ve doktoru bu iki bölümü sahnede okumak ister. Christy ve ailesi çok heyecanlıdır. Christy sahnede, annesi ve babası da en önde yerlerini alır. Doktor iki bölümü okuduğunda herkes çok duygulanır ve onu ayakta alkışlar. Zihin özürlü olduğu düşünülen Christy artık hem bir ressam hem de bir yazardır.
Bu Sayfamızda Sol Ayağım Özeti, Sol Ayağım kitabı özeti, Sol Ayağım Oku, Sol Ayağım Kitap Özeti Uzun, Sol Ayağım Kitap Özeti Kısa, sol ayağım kısa özet yer almaktadır. Sol Ayağım Kitabının Özeti *Christy Brown* Christy Brown Dublinli bir duvar örme ustasının yirmi iki çocuğundan hayatta kalan on üçünden biri olarak dünyaya geldi. Christy sağlık sorunlarıyla dünyaya gelmişti. Christy çok zor konuşabiliyordu. Sol ayağı dışında hareketlerini kontrol edemiyordu. Annesinin büyük fedakarlığı ve ondan asla vazgeçmemesi onun için en büyük lütuftu. Christy büyük gayretlerle ve annesinin desteği ile sol ayağı ile resim yapmayı öğrendi. Sonra yazı yazmaya başladı ve Sol Ayağım adlı bu otobiyografiyi yazmayı başardı. sol ayağım Christy 1932 yılından beyin felçli olarak zor bir doğumla dünyaya gelmiştir. Dört aylık iken annesi emzirirken sürekli başının arkaya düşmesi onda bir farklılık olduğunu göstermişti. Doktorların hepsi Christy’i ümitsiz bir vaka olarak görüyorlardı. Ancak annesinin Christy’ye olan inancı hiç eksilmemişti. Beş yaşına geldiğinde hala yeni doğmuş bir bebek gibi bakıma muhtaçtı. Annesi onun sorununun vücudunda olduğunu düşünüyor, beyninde bir eksik olmadığına inanıyordu. Bir gün kız kardeşinin tebeşir ile ödevini yapmasını izlerken tebeşiri sol ayağına alır ve bir şeyler çizmeye başlar. Bu durum annesi ve evdeki herkeste bir şok etkisi yaratır. Bunun üzerine annesi ona harfleri öğretmeye karar verir ve Christy Brown ilk olarak sol ayağı ile A harfini yazmayı başarır. Sonra C ve B harfleri… Yedi yaşında pek konuşamaz ancak tek başına doğrulabilir ve eşyalara zarar vermeden kalçasının üzerine oturabiliyordu. Erkek kardeşlerinin yardımıyla yaşıtlarıyla arkadaş olmaya başlamıştı. Sekiz yaşında kardeşleri onu tekerlekli bir sandalyeyle sokağa götürüyor, oyunlar oynuyorlardı. Bir gün kardeşleri su kanalına yüzmeye giderken onu da izlemesi için götürdüler. Christy çok ısrar edince onu da suya soktular. Çok tehlikeliydi ama o suda çırpındı ve çıkmayı başardı. Bazı dönemlerde ciddi bunalımlı dönemler yaşadı. Mutsuz ve hayata küs zamanları oldu. Başka insanlarla kendini karşılaştırınca kendini eksik hissediyor ve üzülüyordu. On yaşında giderek daha içine kapanmıştı. Bir gün bir fırça ve boya ile ilk boyamasını yapınca hayata yeniden tutunacak bir sebep bulmuştu. Resim yaptıkça mutluluğu artıyordu. Katrıona Delahunt’la tanışması ona çok iyi gelmişti. Rotunda Hastanesinde hastabakıcılık öğrencisi olan Katrıona Delahunt onu sık sık ziyaret ediyor onunla yaptığı resimlerle ilgili sohbet ediyordu. On üç yaşında hala kendini keşfetmeye çalışan bir ressamdı. Dışarı hiç çıkmaz olmuştu. Sokağın en güzel kızı Jenny’le arkadaş olunca kendine gelmişti. Ancak çok uzun sürmedi. Yeniden buhranlı günler. Annesi onun için her zaman ilham kaynağı olmuştu. On yedi yaşında artık yetişkin bir insan oluyordu. Çocukluk arkadaşlarıyla uzaklaşmışlardı. Müzik dinliyordu. Tedavisini rahat yapabilmek için geniş bir odaya ihtiyaç duyuyordu. Tedavisini yapan Dr. Warnants’ın daha geniş bir alan isteğinden sonra annesi kendi çabasıyla evin yanına bir oda yapmaya başladı. Londra’da bir hastanede tedavisinin mümkün olabileceğini öğrendi. Dublin’ dönünce burada bir beyin felci kliniğine gitmeye başladı. Tedavisi için Bayan Collis sol ayağını kullanmamasını istemişti. Kitap yazmaya başlamıştı. Bunun için Dr. Collis’in getirdiği yeni kitapları okumaya başladı. Christy sonunda gittiği klinikteki terapistlerin denetiminde özel aletlerle yürümeyi öğrenme aşamasına gelmişti. Konuşması da ilerliyordu. Özel bir öğretmen haftada iki kez ona dersler veriyordu. Dr. Collis Burl Ives’ten beyin felci hastalar yararına bir konser vermesini rica eder. O da kabul eder. Dr. Collis kendisi de burada bir konuşma yapacaktır. Ama bunu Christy’nin yapmasının daha etkili olacağını düşünür. Christy bu teklifi kabul etti. Konserden sonra Dr. Collis, Christy’nin yazdığı kitabın ilk bölümünü okudu. İzleyiciler çok etkilenmişti. Dr. Collis, Christy’nin ayağa kalkmasına yardım etti. Büyük bir alkış tufanından sonra bir seyircinin kendisine verdiği bir buket çiçeği Christy’nin annesi Bayan Brown’a verdi. Yeniden bir alkış tufanı. Sol Ayağım Kitabının Bölümleri “A” Harfi A-n-n-e “Ev” Henry Katrıona Delahunt Ressam Acıyan Bakış Hapishane Duvarları Lourdes Annemin Yaptığı Ev Kısa Bir Ziyaret Acaba Ne Olurdu? Kalem Acıma Değil, Gurur Klişeler ve Sezar Kırmızı Güller Ona Sol Ayağım kitabının yayınevi Nemesis Kitap Sol Ayağım kitabının sayfa sayısı Sol Ayağım kitabı kaç sayfa 189 Bu yazımızda Christy Brown’un yazdığı Sol Ayağım son dönemlerde en çok ilgi çeken eserlerdendir. Bu sayfada Christy Brown’un ibretlik kitabı Sol Ayağım Kitabının Kısa Özeti, Ortaokul öğrencilerinin okuyabileceği kitap özetleri, Ortaokul öğrencilerinin okuması gereken bir kitap özeti, 5678. Sınıf Ortaokul öğrencilerinin okuyabileceği kitap özetleri, 5678. Sınıf Ortaokul öğrencilerinin okuması gereken bir kitap özeti, bulunmaktadır.
Son güncelleme tarihi 21 Ocak 2022 Üniversitenin son yılında stajyerlik için başvurduğum ve keyifle çalıştığım kurumda, küçük büyük birçok arkadaşım oldu. Onların benden tek farkı, gelişimleriydi. Anne karnındayken ya da doğum esnasında yaşadıkları bir aksilik sonucunda felç oluyor, yaşamları boyunca kas gerilimi yaratan bu hastalıkla mücadele ediyorlar. Bahsettiğim hastalığın, halk arasında adı “beyin felci”, tıbbi literatürde “ Serebral Palsi”. Christy Brown’un otobiyografisinden söz etmeden önce; sahip olduğu farkı anlatmak istediğim için böyle bir giriş yapmayı seçtim açıkçası. “Sol Ayağım”, Brown’un 1954 yılında doktorunun, öğretmeninin ve kardeşinin desteğiyle kaleme aldığı kitabı. Brown, hem şair, hem ressam hem de yazar olarak bilinen biri. Çok kalabalık bir ailede, farklı bir birey olarak dünyaya gelmiş ve yaşam mücadelesini tüm çıplaklığıyla bu eserde bizimle paylaşmış. Ön yargılara, zaman zaman yaşadığı umutsuzluklara hatta konuşamadığı günlere inat kendini anlatmanın yolunu bulup, çok yönlü kişiliğini gözler önüne sermiş. Başlarda farklı olduğunu hissetmek onu yorsa da, tünelin sonundaki ışığı görüp pes etmeyenlerden Chris. Yeni normale geçiş sırasında, bulutlara bir savaşçı çizmek için sizi Brown’un cümleleri ile baş başa bırakıyorum. Keyifli okumalar diliyorum. “ 5 Haziran 1932’de Rotunda Hastanesi’nde doğdum. Benden önce dokuz, benden sonra on iki tane çocuk vardı, yan, ben ortanca grubuna giriyordum. Toplam yirmi iki çocuğun on yedisi yaşadı, dördü bebekken öldü, hayatta olan on üçü hâlâ ailenin devamını ellerinde tutuyorlar. Bana anlatıldığına göre, benimki zor bir doğum olmuş. Annem de ben de neredeyse ölüyormuşuz.” “ Bende bir sorun olduğunu ilk fark eden annemmiş. O zaman dört aylık kadarmışım. Beni ne zaman beslemeye çalışsa, kafamın kendiliğinden arkaya doğru düştüğünü fark etmiş.” “Beni gören ve inceleyen doktorların neredeyse hepsi, beni çok ilginç ama ümitsiz bir vaka olarak değerlendirmişler. Birçoğu anneme kibarca benim zihinsel engelli olduğumu ve bu şekilde kalacağımı söylemişler.” “Doktorlar kendilerinden o kadar eminlermiş ki; annemin benimle ilgili duyduğu inanç neredeyse bir münasebetsizlik olarak görünüyordu. Onu, benim için hiçbir şey yapılamayacağına inandırmışlardı.” “Ben, onun çocuğu ve bu ailenin bir parçasıydım. Her ne kadar bedenen arızalı olsam ve anlama zorluğu çeksem de, bana diğerlerine davrandığı gibi davranmaya, misafirler varken asla söz edilmeyen arka odadaki “tuhaf şey” olarak kalmamama karar vermişti.” “O gün her nasılsa sol ayağım, görünüşte kendi iradesiyle, kız kardeşimin eline uzanıp kaba bir biçimde ondan tebeşiri almıştı. Ayak parmaklarım arasında tebeşiri sıkıca tuttum ve bir dürtüyle hareket edip kara tahtanın üzerine sert bir karalama yaptım.” “ Ben telaşlanıp ayağımla onu dürtünceye dek, uzun süre sakin ve düşünceli bir şekilde kaldı. Döndü, ellerini üzerime koydu ve gülümsedi. Yazmayı öğrendiğim yeni kelime A-N-N-E’ ydi. ” “Sekiz yaşındayken o eski arabayı hâlâ kullanıyordum ve içinde asil bir kralmış gibi gidiyordum. Bu araba çirkin, yıpranmış ve kimsenin beğenmediği bir şeydi. Her zaman tekmelenmiş, yere fırlatılmış, itilip kakılmış ve üstüne basılmıştı. Herkes onunla alay ederdi. Ama bana göre neredeyse bir insan gibi sevimliydi.” “ Yaşlı Henry benim tahtımdı. Onun üzerinde diğerleriyle macerayı ve heyecanı tattım. Beni gittikleri her yere, her hafta sonu mahalle sinemasına bile götürüyorlardı.” “Birden A’ harfini ilk defa yazdığım o günkü gibi hissettim, tuhaf bir istek, diğerleri ne yapıyorsa yapmak için bilinçsiz verilmiş bir karar, hissettiklerini hissetmek ve bildiklerini bilmek için.” “Dünyanın dayanağı sarsılmıştı sanki. Yaşam tatsızlaşmış görünüyordu. Her şey gördüğümden ve anladığımdan farklıydı. Artık nadiren mutlu oluyordum.” “Gördüğüm şeyden korkmuştum, çünkü böyle göründüğümü daha önce hiç düşünmemiştim. Aynaya daha önce de bakmıştım, fakat neye baktığımı bilmiyordum, tuhaf hiçbir şey görmemiştim.” “Elime geçen fırsatı anladım, ayağımla bir kutu kurşun askerimi ona doğru itip, homurdanarak ona boyaları onlarla değiştirmeyi teklif ettim.” “Ona zafer dolu bir tebessümle baktım. Beş yıl öncesinde, neredeyse aynı noktada, yerde oturup, ter içinde titreyip, ilk kez sol ayağımla nasıl yazdığımı hatırladım.” “ Katriona Delahunt, hayatıma tam da onun gibi birine, benim hayat çizgimin dışında, etrafımdaki düşünce ve faaliyet sınırlarını genişletmem gerektiğini fark ettirecek ve böylece bana kendimle daha iyi bir denge oluşturmamda katkıda bulunacak, ihtiyacım olan zamanda girmişti. Yıllar içinde karşılaşacağım mücadelelerde ilham kaynağım olmuştu. Yine de tabii ki bunların hepsini on bir yaşında fark etmiyordum. Tek bildiğim hayalimdeki ilk kızla tanıştığımdı.” “Artık bir çocuk olmadığımı biliyordum, ama bir yetişkin’ de değildim. Çocukluğun neşe dolu kayıtsızlığı ve yetişkinliğin bilinçlendirici acısı ve hayal kırıklığı arasında asılı duruyordum. Daha önceki gibi umursamaz ve mutlu olmak istiyordum. Ama çocukluğun bittiğini biliyordum. O gün arka bahçede bir çocuk bana acı dolu bir bakış fırlattığında, geleceğimin belirsizliğini ve umutsuzluğunu görmüştüm.” “Çocukken diğer insanlardan farklı’ olduğumu ilk kez anladığımda, ne kadar üzüldüğümü hatırlıyorum. Artık dünyanın benim için bittiğini düşünmüştüm. Ama artık şimdi o farklılığın’ önemini tam olarak hissetmeye başlıyordum ya da bunun gerçek anlamını.” “ Bütün bu acı çeken insanların her birini gördükçe kafamda yeni bir ışık yandı. Dehşete kapıldım; dünyada bu kadar acı çeken insan olduğunu tahmin etmiyordum. Kendini küçük kabuğuna çekilmiş salyangoz gibi, dışarıdaki oldukça kalabalık dünyayı yeni görmeye bağlıyordum. Bütün bu insanların sakat olması değildi beni şaşırtan; onların bulundukları durum benim durumumdan daha kötüydü. O ana kadar bunun mümkün olabileceğini düşünmemiştim.” “ Tedavi edilebileceğine inanıyorum fakat bizimle beraber sen de çalışmak istemelisin. Kendini kurtarmak istemezsen, ben sana yardım edemem. Senin için herhangi bir şey yapılmasından önce, iyileşmeyi istemelisin.” “Şimdi, kulağımda çınlayan sesler olmadan yalnızlığımla rahat bir şekilde yaşayabilir, sınırsız özgürlük içinde istediğim kadar resim yapıp, yazı yazabilirdim. Yazın, açık camın önünde oturup sadece dışarıdaki ağaçlardan gelen kuş sesleriyle okuyabilirdim.” “Klinikteki tecrübelerim ve bunların zihnimdeki etkileri birçok düşüncenin doğmasına sebep olmuştu. Sanki gözlerimin önünden bir perde kalkmış gibiydi, beni uzun zamanlar şaşırtan ve büyük acılar veren bir takım şeyler için en sonunda bir anahtar bulmuş gibiydim.” Yazarın ruh halini, yaşamını tanımlayan cümlelerinden bazılarını seçerek alıntıları derledim. Bu otobiyografiyi okurken “farklı ve yaratıcı” olmanın, yüzünüzde oluşturacağı tebessüme gönderme yapmaktı belki de amacım. Bitirmeden, ülkemizde de Brown gibi yazarlarımız olduğunu hatırlatmak isterim. About Latest Posts
Sol Ayağım Kitabı Konusu Doğuştan beyin felçli olan Christy Brown, konuşmasını ve hareketlerini kontrol edemiyordu. Ama zekâsı ve cesareti onun okuma ve yazmayı, resim yapmayı ve daktilo kullanmayı öğrenebilmesini, hatta bu kitabı yazabilmesini sağladı. Christy Brown, kendi yaşam öyküsünü kaleme aldığı bu kitabında bütün bunları öğrenebilmek için sol ayağını kullanarak nasıl büyük bir mücadele verdiğini ve hayata nasıl tutunduğunu anlatıyor. Yazarın, bu kitabın devamı niteliğinde sayılabilecek “Her Gün Hüzün” adlı başka bir kitabı daha bulunuyor. Sol Ayağım, Christy Brown’ı Daniel Day-Lewis’in canlandırdığı aynı adlı, çok başarılı bir filmle beyaz perdeye de uyarlanmıştır. Büyüleyici ve eğlenceli… Okuyana ilham veriyor. Irish Times Bir cesaret hikâyesi… – Sunday Times – Sol Ayağım Kitabı Yorumları ” Gercek bir hikaye olmasi,merakla okumami saglayan bir anlatim icin tesekkurler “ ” Ben çok severek okudum gayet güzel “ ” Çok hüzünlü ve akıcı bir kitap ortaokul öğrencileri ve yetişkinler için güzel bir kitap “ Christy Brown Diğer Kitapları Her Gün Hüzün – Sol Ayağım 2a shadow on summerWild grow the liliesChamp wide retriever Sol Ayağım Kitabı Hakkında Sol Ayağım Kitabı Sayfa Sayısı 192 Sol Ayağım Kitabı İlk Basım Yılı 2017
sol ayağım 2 kitabının özeti