Eğria. Üç akımı çevreler, bu nedenle kapalı akım + 1 A + 5 A - 2 A = 4 A'dır. Eğri b. Sadece 1 A ve - 2 A akımları bu eğri içindedir, bu nedenle kapalı akım - 2 A'dır. Eğri c. 1A ve 5 A giden akımları çevreler, bu nedenle kilitlenen akım 6 A'dır. Eğri d. İçerisindeki akımlar +5 A ve - 2 A, dolayısıyla 3 A net akım
Eğri cetvelden doğru çizgi çıkmaz' dedi. AK Parti Kocaeli İl Başkanı Mehmet Ellibeş, CHP'nin değil 7'li masayı, kendi içindeki dengeleri bile bir arada tutmaktan aciz olduğunu ifade ederek, 'Görevden almalar, ihraçlar başladı.
Eğricetvelden doğru çizgi çıkmaz. Hz. Ali (RA) En büyük cezaevi, cahil bir insanın kafasının içidir. Montaigne. En kudretli insan, kendisine hâkim olandır. Seneca. En tehlike insanlar yarı deliler ve yarım akıllılardır. Goethe. En verimli yağmur alın teridir. Cenap Sahabettin
Eğriçizgi. 13. Eğri çizgi veya Eğri hiç bir parçası doğru olmıyan çizgidir. Misal : Bir ipliği iki noktasından tutup gevşek bırakırsanız onun gösterdiği çizgi, eğri çizgidir.
BayrağınıKürde Yasaklamanın Anlamı Hasan Dere Ağu 11, 2017. Eğri cetvelden doğru çizgi çıkmaz ! Şilan Yaşar Tem 3, 2017.
oGB3B. Temposu çok yüksek bir seçim arafesini yaşadığımız şu günlerde siyaset oldukça kızışmış haziran Pazar günü gerçekleşecek olan Cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçimleri için siyasi partiler ve cumhurbaşkanı adayları son viraja girildiği bu hafta halkla buluşmaya hız vermiş durumdalar. Aslında yeni bir siyasal sisteme geçilecek olan başkanlık sisteminin parametreleri üç aşağı beş yukarı toplumsal karşılığı olan bir silueti ortaya çıkarmış durumda .İttifaklar açısından değerlendirme yapılacak olursa bir tarafta 16 yıllık benkraundu ile ortada olan ve son yüz yılın en önemli icraatları ile atraksiyon gerçekleştiren yaptıklarını yapacaklarının teminatı olarak gösteren bir iktidar,diğer tarafta ise iktidarın sağlamış olduğu kazanımları ortadan kaldıracağını ve yıkma kavramı üzerinden siyaset startejisini yürüten bir muhalefet korosu. Buradan anlaşılan o ki muhalefet iktidarı taşıyabilecek bir vizyona sahip yere basmayan afaki vaatlerle oy devşirmeye çalışan bir muhalefetin en önemli marifeti muhalefet konumunu güçlendirmekten öteye açısından tabloya baktığımızda değişik anket şirketlerinin ortaya sundukları sonuçlar ne kadar sağlıklı olup olmadığı tartışma götürse de aidiyetler üzerinden yapılan çalışmalar olarak anlamda taban formasyonu olarak kendisini yakın olarak gördüğü ittifakın lehine sonuçlar üreterek toplumsal algıyı yönetmek isteyen şirketler ne kadar başarılı olacaklar reel sonuçları itibari ile 24 haziran günü tüm çıplaklığıyla hep beraber göreceğiz. İttifak cephelerinden adı sözde milli ittifak olanların argümanlarına baktığımızda özellikle toplumun sinir uçlarına dokunan ve ülkenin baş belası terör örgütü ve onun siyasi uzantısı olan siyasi partinin sözcülüğüne soyunmaları ve bu hattan siyaset üretmeleri gösteriyor ki belli bir merkezden dizayn edilen bir figüranlar topluluğuyla karşı karşıyayız. Oysa biz biliyoruz ki eğri cetvelden doğru çizgi çıkmaz. Kendini güncelleyemeyen yaşadığı dünya gerçeklerine göre siyaset üretemeyen kişiler siyaset kurumuna kuşkusuz hem itibar hem de irtifa kaybettireceklerdir. Israrla seçmenlere çıkmaz sokağı işaret eden bir anlayışın eylem ve söylem bütünlüğü ortaya koyması düşünülemez. Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz gerçeğinden hareketle kendi gerçekliğini ve yaşadığı toplumun temel değerlerini homojenleştirerek bir duruş ortaya koyduğunuzda çözünürlüğü yüksek bir toplum ortaya çıkarmak kolay olacaktır. Bugün Türkiye üzerine yedi düvelin saldırması ve yerelde de aynı koronun melodilerini seslendiren yerli siyasetçilere baktığımızda gittikçe bölgesinde ve dünyada çözünürlüğü yükselen bir Türkiye den rahatsız olanlar her anlamda harekete geçmiş durumdalar. Bu noktada küresel saldırının farkına varamayan yada vardığı halde işine gelmeyen içerdeki mihrakların birbirleri ile siyasi flörtleri bu milletin ferasetini aşamayacaktır. Selimiye camisini inşaa etmek ve böylesine muhteşem bir eseri meydana getirmek için bir Mimar SİNAN olmak lazım. Ama aynı eseri yıkmak için eli balyoz tutan üç beş işçi anda Türkiye nin geldiği noktada elde ettiği kazanımları bize dört yıl yeter diye millet den yetki isteyen muhalefet korosunun kısa sürede yıkma işinde ne kadar marifetli olduklarını anlama bakımından gözden kaçırılmaması cihetle yukarıda izah etmeye çalıştığımız gibi “eğri cetvelden doğru çizgi çıkmaz “ sözünün tekrarında fayda görüyor bu milletin ferasetine güvendiğimi ifade etmek istiyorum. Kalın sağlıcakla … Yorum Gönder 0 Facebook Yorumları 0 Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.× Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir. Ağlamak Üye Girişi
21 Aralık 2012 Cuma TBMM'de 2013 yılı bütçesinin görüşüldüğü saatlerde Kırklareli Devlet Hastanesi bahçesinde AK Parti iktidarını ekonomi politikalarını eleştiren Türk Sağlık Sen Kırklareli Şube Başkanı Süleyman Koçarslan, "Bundan önceki 10 yılda ne gördüysek, ne yaşadıysak, 2013 yılında da benzer şeylerle karşılaşacağız. Eğri cetvelden doğru çizgi çıkmaz. Hükümetin elindeki terazi bozuk, cetvel eğri, bu nedenle de yaptığı hesapların hepsi yanlış çıkıyor" dedi. Türk Sağlık Sen Kırklareli Şube üyeleri dün Devlet Hastanesi Bahçesi'nde yaptıkları basın açıklaması ile 2013 yılı bütçesini protesto ettiler. Burada Sendika adına bir basın açıklaması yapan Şube Başkanı Süleyman Koçarslan, AK Parti hükümetini uyguladığı ekonomi politikaları nedeniyle eleştirdi. Geçen 10 yılda hak kayıplarının yaşandığını, ücrette adaletsizliğe yol açıldığını ve kamu kaynaklarının heba edildiğini ifade eden Koçarslan, doğalgaza, mazota, elektriğe, kömüre, ulaşıma zam yapılırken "toplu sözleşme" adı altında memurlara yüzde 4+4 artışı reva görüldüğüne şahit olduklarını kaydetti. Hükümetin ekonomide düştüğü hatalara dış politikada da düştüğünü düştüğü hataları ise vatandaşa fatura eden bakanları gördüklerini söyleyen Koçarslan, "Şimdi bu çarpık anlayışın hazırladığı 2013 yılı bütçesi Meclis'te görüşülüyor. Bundan önceki 10 yılda ne gördüysek, ne yaşadıysak, 2013 yılında da benzer şeylerle karşılaşacağız. Eğri cetvelden doğru çizgi çıkmaz. Hükümetin elindeki terazi bozuk, cetvel eğri, bu nedenle de yaptığı hesapların hepsi yanlış çıkıyor" yılı bütçesinde, bütçe açığının ve cari açığın, memur, emekli, dul ve yetimlerden kesilecek parayla ve yeni vergilerle kapatılmaya çalışılacağının görüldüğünü savunan Koçarslan, şöyle konuştu;"Gelecek yıl bütçesinde enflasyon hedefi yüzde 5,3; büyüme hedefi yüzde 4 ama ÖTV'deki artış yüzde 17, KDV artışı yüzde 18 ve toplam vergilerdeki artış da yüzde 14 olarak planlanmış. Bunun anlamı, dar ve sabit gelirlilerimizin sırtına binecek yeni vergilerdir. Bunun anlamı vergi dilimi nedeniyle, Haziran ayından sonra azalacak maaşlardır. Bunun anlamı, zahmeti, külfeti çalışanın sırtına bindirmek, nimeti mutlu azınlığa peşkeş yılları arasında ülke ekonomisi ortalama yıllık yüzde 6,8 oranında büyürken, kamu görevlilerine büyümeden pay verilmemiş, aksine pastadan aldıkları pay kısılmıştır. Ekonomik kriz dönemleri, çalışanlarımızın haklarının budanması için bir fırsat olarak görülmüş, bu dönemlerde çalışanlarımız işsizlikle tehdit edilerek sesleri kısılmıştır. Yatırım paketi adı altında sanayici ve iş adamlarına milyarlarca liralık kaynak yaratılırken, memurlarımız ve memur emeklilerimiz açlığa, yoksulluğa ve sefalete 2012 yılı içinde banka hesabında 1 milyon lira ve üzerinde para bulunan mevduat sahiplerinin sayısı 6 bin 669 kişi artarak 51 bin 161 kişiye yanda milyonlarına milyonlar katan mutlu azınlık varken diğer tarafta ek ödemeden, fazla mesaiden, ikramiyeden bile mahrum bırakılan, yüzde 3+3 zamma mahkûm edilen memurlar bulunmaktadır. Bilinmelidir ki, devletin bütçesi kimsenin babasının malı değildir. Bütçe de milli gelir de milletin ortak kaynağıdır. Hükümetin görevi, herkesin ortak malı olan bütçeyi adaletle yönetmek, elde edilen geliri, hakça paylaştırmaktır. 75 milyonun ortak kaynağından; milletin yüzde 99'u için ayrılan pay, milletin geri kalan yüzde 1'lik ayrıcalıklı kesimi için ayrılan pay kadar bile olamamıştır. Son 10 yıl içinde toplamda reel anlamda yüzde 68 büyüyen bir ülkede, çalışanların pastadan aldığı pay azalıyorsa, burada bir tutarsızlık ve adaletsizlik var yazık ki, bu bütçeyle 2013 yılında da bu adaletsizlik artarak sürecektir."Vatandaş unutulduKamu-Sen'e bağlı Türk Sağlık Sen olarak itirazlarının ekonomi programı hazırlanırken sosyal ayağının eksik bırakılmasına olduğunu vurgulayan Kırklareli Şube Başkanı Süleyman Koçarslan, "Küresel sermayenin taleplerine uygun olarak hazırlanan ekonomik programlar, sermayeyi büyütürken; başta kamu çalışanları olmak üzere dar ve sabit gelirlileri sırtına binilerek adalet sağlandığı, bütçe açıklarının kapatıldığı nerede görülmüştür?Bütün bu verileri göz önünde bulundurarak soruyorum; siz bizim yerimizde olsanız bu hükümete dua mı ederdiniz, yoksa beddua mı? Hepinize saygılar sunuyor, bu vesile ile yeni yılınızı da kutluyorum" diye konuştu.
Eğri cetvelden doğru çizgi çıkmaz. AKP Hükümetinin elindeki terazi bozuk, cetvel eğri, bu nedenle de yaptığı hesapları yanlış çıkıyor. Aralıksız olarak 10 yıldır ülkeyi dilediği gibi yöneten AKP iktidarının hazırladığı bütçeyle bir yıl daha geçirmeye hazırlanıyoruz. 2012 yılı boyunca memurları, emeklileri enflasyona ezdirmedik deyip, ülkenin kaymağını yandaş çevrelere dağıtanları gördük. Günlerce, sözde sendikaların ve siyasetçilerin büyük bir nimetmiş gibi anlattığı, toplu sözleşme tiyatrosunu izledik. Kamu görevlilerini tam 6 ay boyunca sıfır zamma mahkûm edip, doğalgaza % 29,3; elektriğe % 20; mazota, benzine %13; kömüre %17; oduna %21; ulaşıma %16; bir defada suya %9 zam yapanların; toplu sözleşme adı altında memurlara %4+4 artışı reva görmelerini yaşadık. Ekonomide yaptıkları yanlışı, dış politikada düştükleri zafiyeti, ekonomiyi yönetememelerinin beceriksizliğini memura, emekliye, dul ve yetime fatura eden siyasetçilerle, bakanlarla muhatap olduk. Şimdi bu çarpık anlayışın hazırladığı 2013 yılı bütçesi Meclis’te görüşülüyor. Bundan önceki 10 yılda ne gördüysek, ne yaşadıysak, 2013 yılında da benzer şeylerle karşılaşacağız. Eğri cetvelden doğru çizgi çıkmaz. Hükümetin elindeki terazi bozuk, cetvel eğri, bu nedenle de yaptığı hesapları yanlış çıkıyor. 2013 yılı bütçesinde, bütçe açığının ve cari açığın, memur, emekli, dul ve yetimlerden kesilecek parayla ve yeni vergilerle kapatılmaya çalışılacağı görülüyor. Gelecek yıl bütçesinde enflasyon hedefi %5,3; büyüme hedefi %4 ama Özel Tüketim Vergisindeki artış %17, KDV artışı %18 ve toplam vergilerdeki artış da %14 olarak planlanmış. Bunun anlamı, dar ve sabit gelirlilerimizin sırtına binecek yeni vergilerdir. Bunun anlamı vergi dilimi nedeniyle, Haziran ayından sonra azalacak maaşlardır. Bunun anlamı, zahmeti, külfeti çalışanın sırtına bindirmek, nimeti mutlu azınlığa peşkeş çekmektir. 2002-2012 yılları arasında ülke ekonomisi ortalama yıllık %6,8 oranında büyürken, kamu görevlilerine büyümeden pay verilmemiş, aksine pastadan aldıkları pay kısılmıştır. Ekonomik kriz dönemleri, çalışanların haklarının budanması için bir fırsat olarak görülmüş, bu dönemlerde çalışanlarımız işsizlikle tehdit edilerek sesleri kısılmıştır. Yatırım paketi adı altında sanayici ve iş adamlarına milyarlarca liralık kaynak yaratılırken, memurlarımız ve memur emeklilerimiz açlığa, yoksulluğa ve sefalete sürüklenmektedir. Yalnızca 2012 yılı içinde banka hesabında 1 milyon lira ve üzerinde para bulunan mevduat sahiplerinin sayısı 6 bin 669 kişi artarak 51 bin 161 kişiye yükselmiştir. Bir yanda milyonlarına milyonlar katan mutlu azınlık varken diğer tarafta ek ödemeden, fazla mesaiden, ikramiyeden bile mahrum bırakılan, %3+3 zamma mahkûm edilen memurlar bulunmaktadır. Bilinmelidir ki, devletin bütçesi kimsenin babasının malı değildir. Bütçe de milli gelir de milletin ortak kaynağıdır. Hükümetin görevi, herkesin ortak malı olan bütçeyi adaletle yönetmek, elde edilen geliri, hakça paylaştırmaktır. 75 milyonun ortak kaynağından; milletin %99’u için ayrılan pay, milletin geri kalan %1’lik ayrıcalıklı kesimi için ayrılan pay kadar bile olamamıştır. Bu anlayışla dar ve sabit gelirlilerin insanca bir yaşama kavuşması hayalden öteye gitmeyecektir. 2013 için kamu görevlilerine verilmesi planlanan maaş zammı, memurun cebinden çıkacak paranın yarısını bile karşılamamaktadır. Bütçe görüşmelerinde Hazinedeki altın ve döviz rezervleriyle övünen Sayın Başbakan’ın demecini hayretler içinde izledik. Madem Hazine altın ve döviz kaynıyor; Bakanlar neden çıkıp her gün memur maaşlarının bütçede açık yarattığını iddia ediyorlar? Madem Hazine altın ve döviz kaynıyor; memurlar, emekli, dul ve yetimler neden inim inim inletiliyor? Madem Hazine altın ve döviz kaynıyor; neden her yıl milyarlarca dolar borçlanılıyor, her yıl rantiyeciye 50 milyar lira faiz ödeniyor? Madem Hazine altın ve döviz kaynıyor; neden fabrikalar, limanlar, ormanlar, madenler, hatta otoyollar ve köprüler haraç mezat satılıyor, ülkemizin değerleri elden çıkarılıyor? Yetkililer bu mantıksızlığı izah etmek durumundadır. 2013 yılı bütçesinde memur, işçi, emekli, dul, yetim, gazi, şehit yakını gibi dar ve sabit gelirli vatandaşlara ayrılan ödenek, toplam milli gelirin yalnızca %7,1’idir. Milli Gelirin %92,9’unu mutlu azınlığa peşkeş çekmek, hangi adaletle bağdaşmaktadır? Milletten tahsil edilen vergilere, ÖTV ve KDV’ye %18 artış öngörüp, memurlara %3’le yetinin demek hangi adaletle bağdaşmaktadır? Bir taraftan Türkiye’nin ekonomisi en hızlı büyüyen ülke olmasıyla övünen yetkililerin, diğer taraftan memurlarına ve emeklilerine gerçek enflasyonun üçte biri kadar maaş artışı öngörmesi anlaşılır ve kabul edilebilir değildir. Kamu görevlilerimiz; 666 sayılı KHK ile ek ödemelerde yaratılan adaletsizliklerin çözülmesini, kaldırılan fazla mesailerin, ikramiyelerin, servis ücreti karşılığı ödenen ulaşım yardımlarının yeniden düzenlenmesini, Bir saatlik fazla çalışma karşılığında ödenen 1,35 TL’nin hiç olmazsa çalışanın bir saatlik ücreti tutarına çıkarılmasını, 4/C’li çalışanlarımızın insan haklarına aykırı uygulamalarla çalışmaya mahkûm edilmesinden vazgeçilmesini, Adil bir vergi sistemi ile herkesin kazandığı ölçüde vergi ödemesinin sağlanmasını, Mağdur edilen, unutulan 4/B’li ve diğer sözleşmeli çalışanlarımızın kadroya geçirilmesini, İşyerlerinde yaşadıkları sorunların çözülmesini beklerken; yetkililerin aylarca çalışıp, günlerce müzakere edip ortaya çıkardıkları 2013 yılı bütçesini görünce büyük bir hayal kırıklığı yaşamışlardır. Ülke insanı yanlış ekonomi politikalarıyla günden güne tüketilirken, yanlışı görme ve doğruya yönelme erdemi gösteremeyenlerin, vicdanı ve ahlak anlayışı mutlak sorgulanmalıdır. İddialara göre Türk ekonomisi büyümektedir. Ancak, bu büyüme dar gelirliye, ücretli çalışana ve işsize yansıyacak tarzda gerçekleşmemektedir. Ülkemizde, gelir dağılımda yaşanan adaletsizlik hızla artmakta, zengin daha zengin, fakir daha fakir hale gelmektedir. Türkiye Kamu-Sen olarak itirazımız ekonomik program hazırlanırken, sosyal ayağının eksik bırakılmasınadır. Vatandaşına yansımayan büyümenin kime ne fayda sağlayacağı tartışmalıdır. Küresel sermayenin taleplerine uygun olarak hazırlanan ekonomik programlar, sermayeyi büyütürken; başta kamu çalışanları olmak üzere dar ve sabit gelirlileri ezmektedir. Milletin sırtına binilerek adalet sağlandığı, bütçe açıklarının kapatıldığı nerede görülmüştür? Bütün bu verileri göz önünde bulundurarak soruyorum; Fazla mesaisi elinden alınmış İkramiyesi elinden alınmış Yol parası elinden alınmış Havuz parası elinden alınmış Giyim yardımları elinden alınmış bir memur Şimdi siz bizim yerimizde olsanız bu hükümete dua mı ederdiniz, yoksa beddua mı? Hepinize saygılar sunuyor, Allah yar ve yardımcımız olsun Sami ÇAM Türkiye Kamu Sen Teşkilat Sekreteri Türk Büro Sen Çorum ŞB BŞK Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz
Çizgi çekmek deyiminin anlamı * Bir noktayı hat biçiminde çeşitli yönde uzatmak. * Bitirmek, sona erdirmek. Örnek Görevliler sahada çizgi çekiyorlar. Örnek 2 Bu olaya artık çizgi çekme vakti aşmak deyiminin anlamı Ölçüyü kaçırmak, aşırı gitmek, sınırı aşmak. Örnek Konuşmana dikkat et! Bu kez çizgiyi aşma. Örnek 2 Sizin sınıftaki öğrenciler çizgiyi aşmaya başladı. Örnek 3 Çizgiyi aşmadan dondurma sapmamak deyiminin anlamı Görüşlerinden vazgeçmemek, kararlı davranmak. Örnek Çizgisinden sapmadan siyaset yapan kalmadı. Örnek 2 O gazeteci son yıllarda çizgisinden sapmaya başladı. Örnek 3 Babam otuz yıldır çizgisinden sapmadan işini cetvelden doğru çizgi çıkmaz * Huyu, karakteri bozuk insanlardan iyilik ve yardım beklemek doğru değildir. Bu kişiler yerini bulduklarında ve zamanını yakaladıklarında yapacakları kötülükten geri durmazlar. * Bir işi yapmak için uygun olmayan yöntem ve yol izlenirse doğru sonuca ulaşılmaz.
Eğri cetvelden doğru çizgi açıklaması ve anlamı 1. Huyu, karakteri bozuk insanlardan iyilik ve yardım beklemek doğru değildir. Bu kişiler yerini bulduklarında ve zamanını yakaladıklarında yapacakları kötülükten geri durmazlar. 2. Bir işi yapmak için uygun olmayan yöntem ve yol izlenirse doğru sonuca ulaşılmaz. Sitemizde açıklamalı 6620 atasözü bulunmaktadır. Eğri cetvelden doğru çizgi çıkmaz. atasözünün anlamı, açıklaması
eğri cetvelden doğru çizgi çıkmaz anlamı